0
Yorum
6
Beğeni
0,0
Puan
59
Okunma
Unutma…
Kaderde yanmak varsa,
Bir damla suya düşsen de yanarsın,
Gölgesine sığındığın ağaç bile seni saklamaz,
Ateşini rüzgâr taşır da yine gelip seni bulur.
Ben böyle öğrendim bu yangınları…
Küllerimi savuran her geceden,
Gözlerimin karasında saklanan yangınlardan,
Yüreğime çakılmış paslı çivilerden öğrendim.
Bil ki…
Bazı yaralar kapanmak için değil,
İnsana yol göstermek için açılır.
Bazı acılar geçsin diye değil,
İçindeki insanı konuştursun diye bırakılır.
Ve bazı aşklar…
Sevilmek için değil,
Yakıp kavurmak için gelir.
Hangi dağa kaçarsan kaç,
Hangi limana sığınırsan sığın,
O ateş seni bir nefeste bulur.
Ben de kaçtım…
Yolları aştım, şehirler eskittim,
Geceleri kendime yastık ettim,
Ağlayarak uyudum bazen,
Bazen de ağlamanın ne olduğunu unuttum.
Ama öğrendim:
Kaderde yanmak varsa,
Soğuk ekmeğe uzanan elin bile titrer,
Suyu içmek istersin,
O bile boğazını yakar.
Sen dokunmasan da acır,
Sen konuşmasan da duyar,
Sen unutmaya çalışsan bile,
Kader seni asla unutmaz…
Çünkü yazılmıştır bir kere:
Bir insanın kederi de, kaderi de
Aynı yerden gelir.
Şimdi soruyorum kendime;
“Bu ateş neden beni seçti?”
Sonra cevap geliyor içerden,
Hem de en acı yerinden:
“Belki de sen yanmayı hak edecek kadar sevdin…”
Ve biliyorum…
Güneş doğsa da aydınlatmaz bazen,
Ay çıksa da serinletmez,
Rüzgâr esse de ferahlatmaz.
Çünkü içteki ateş,
Dışarıdan gelen her ferahlığı boğar.
Yine de…
Bir yanım umutla çarpar hala,
Belki bir gün kader de yorulur,
Belki ateş susar,
Belki yüreğimin dumanı dağılır.
Ama o güne kadar biliyorum ki:
Unutma…
Kaderde yanmak varsa,
Gölgeye kaçsan karanlık yakar,
Yağmur yağsa damlalar yakar,
Suya düşsen…
Evet, su bile seni yakar.
Ben de böyle yanıyorum işte…
Sana anlatamadığım bütün sessizliklerden,
Sabaha bıraktığım bütün çığlıklardan,
Kaderin yazdığı bu ateşten…
Ve yalnızca bir cümle kalıyor geriye:
“Yanmaksa, yanıyorum…
Ama yine de sönmüyorum.”
Kadir TURGUT