GÜNEŞ YÜZLÜ ÇOCUK
Kafkasların kadim topraklarında
Gelincikler açar kana bulanan dağlarında
Boy verir güller tomurcuk tomurcuk
Ana karnında büyümektedir güneş yüzlü bir çocuk
On sekiz temmuz sıcağında bir güneş doğar
Şenlenir evler şenlenir köyler
Şenlenir Şuşa sevinç dolar Karabağa
Şenlenir yaylalar şenlenir ovalar
Şenlenir obalar şenlenir yalçın dağlar
Götürür rüzgar kokularını her yana
Yayılır Güneş Yüzlü Çocuğun kokusu dört bir yana
Yayılır Şuşa’ ya yayılır Nahcıvana, yayılır Ağdama
Yayılır yaralı Hocalıya, yayılır hüzünlü Hankendiye
Yayılır kokusu acılı Hocavende
Gıyasdır dünyaya gelen Köroğlu misali
Bekle Fizuli, bekle Gence, bekle Murov Dağı
Fedadır Azarbaycana göz kırpmadan
Güneş Yüzlü Yiğidimin nazlı bedeni al kanı
Şehadete özlemdir aldığı her nefes
Ya azat olacaktır Şuşa, Cebrail, Zengilan
Ya da verilecektir göz kırpmadan son nefes
Asker gidip AL BAYRAKLA gelen ŞEHİT
Kalk yiğidim kalk da bak
Cebrail azat, Zengilan azat, Telbecer azat
Açtı artık her yerde gelincikler
Boyandı kırmızıya her yan
Çık gel ey Güneş Yüzlü Çocuk
Çık gel gelincikler arasından
Sen yoksun bak İlahe ana kan ağlar
İki gözü iki çeşme Gıyasını arar
Kalbi param parça yüreği kan revan
Çık gel bir gün gelincikler arasından
Sus ana sus bak ben geldim de
Ben geldim de ki bitsin İlahe anadaki bu hicran

28.05.2025
Faruk ANBARCIOĞLU