5
Yorum
22
Beğeni
0,0
Puan
119
Okunma

insan diyorum...
bir zamanlar toprağa ışık düşüren bir kelimeydi bu.
şimdi şöyle bir dokunuyorum da
birden toz oluyor ne varsa avuçlarımda.
aradıkça dahada büyüyor o boşluk,
sanki herkes görünmez bir kapıdan geçip gidiyor,
gölgeye dönmüş gibi.
yüzlere bakıyorum
hiçbiri kendi suretine sahip değil.
insanlık…
bir sis kıyısında sallanan yırtık bir fener gibi artık,
ne yolu aydınlatıyor
ne de karanlığa teslim oluyor.
arada bir ışıldıyor,
hepsi o.
dolanıp duruyor o kalabalıklar,
kökü olmayan ağaçlar gibi,
topraksız bir mevsimin içinde yuvarlanarak.
ben ise seyre dalmışım rüzgarı,
yalnızca içimdeki uğultuyu duyuyorum.
bu hayatın tam orta yerindeyim
bir nehir gibi akıyor zaman,
ben kıyısında unutulmuş bir taş gibiyim.
herkesten uzak,
her şeyden bir adım daha öte.
gitsem diyorum,
gitsem de kendime varabilir miyim?
sonra daha uzakları düşünüyorum,
kimsenin ayak basmadığı,
hatırlanmamış bir sessizliği.
yolum belli aslında
gölgem bile biliyor yönünü.
geri dönmek mi?
o yalnızca,
kendini unutanlara yakışır.
ve bütün bunların sonunda soruyorum,
hala mümkün mü yaşamak
kendi kalbini duymayan o kalplerle?
gülüşü taş,
suskunluğu çığlık olanlarla?
mümkün mü hala
bir yaprak gibi taze,
bir insan gibi insan olmak,
*
Mehmet Demir
221124