0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
42
Okunma

Gözlerimi kapattığımda başlayan yer,
sessizliğin rengi mor burada.
Ne duvar var ne de saat, sadece sonsuzluk.
Bir ip atıyorum boşluğa,
ucunda çocukluğumdan kalma bir salıncak.
Gökkuşağının en titrek tonuyla boyanmış.
Orada, o salıncakta sallanıyorum.
Ayaklarım, hiç var olmayan bir denizin üzerinde.
Sular, cam gibi, içinden geçiyor bulutlar.
Karşı kıyıya bakıyorum; sisli, davetkar.
Orası, henüz yaşamadığım günlerin haritası.
Oraya varmak için bir köprü gerek.
Ama bu köprü, taştan ya da demirden değil.
İçimdeki en eski, en güçlü umuttan örülmüş.
Yürümeye başlıyorum.
Her adım, bir korkuyu geride bırakıyor.
Ağırlıklar, okyanusa düşen küçük çakıl taşları.
Karşı kıyıya vardığımda,
yüzümde ne geçmişin izi ne de geleceğin telaşı.
Sadece o anın, o saf varoluşun sesi.
Burada, düşler gerçekle dans ediyor.
Ve ben, görünmez köprülerin mimarı,
sonsuza dek ayakta kalacak bir anı yaratıyorum.
Bu benim hayalim. Sadece benim.
Hüseyin TURHAL