Gönül tahtımda beklediğim o lûtuf ki özel,
Dudakların cemâli, kalbime iner de bir zel,
Her anı arzu eylerim, bir lezzet ki ezel,
Öpücük gazel ey yâr, buselerin bir gazel.

O lâl dudaklarında saklı, şifâdır her busen,
Bir damlası yeter ki, unutturur her küsen,
Bu aşkın şarabından içtim, kalmadı tek hîsen,
Öpücük gazel ey yâr, buselerin bir gazel.

Sanki bir kevser suyu, cana can katar akar,
Her dokunuşu ile, gönlümde ateş yakar, kor,
Bu tatlı lezzet ki, dertlerimi hep yıkar, durur,
Öpücük gazel ey yâr, buselerin bir gazel.

Ne meclis, ne de meyhane, bana gerek değil,
Yeter ki o dudaklar, canıma bir dem eğil,
Bu aşkın sırrı ile, yâre canımı ver ki, bil,
Öpücük gazel ey yâr, buselerin bir gazel.

Derman aramam başka, tabip nedir, hekim ne,
Busen ilaçtır bana, gel de gör bu acım ne,
Bir anlık vuslatınla, kalır mı benim seçimim ne,
Öpücük gazel ey yâr, buselerin bir gazel.

Hayali bile hoş gelir, beni mest ü hayran eder,
Gerçeği nasıldır bilmem, aklımı baştan gider,
Bu sevdâ ki derindir, canım uğruna feda eder,
Öpücük gazel ey yâr, buselerin bir gazel.

Aşık TURHAL söyler: Ey benim cânânım, yârim,
Bu aşkın arzusuyla yanar, dinmez feryâdım,
Lûtfunla bir busen ver, alsın bu tatlı âdım,
Öpücük gazel ey yâr, buselerin bir gazel.

Hüseyin TURHAL