0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
76
Okunma

Gönül bahçemde açan bir gülsün ki, miski amber özel,
Vuslatın bir lütuf ki, yaşatır sonsuz bir ezel,
Huzurunla derman bulur, kaybolur her bir zelzel,
Cennet gazel ey yâr, dudağın da bir gazel.
Sanki Firdevs’ten süzülmüş, o tatlılık, o lezzet,
Gönül bir yudum ister, unutturur dünyayı, mihnet,
Bu aşkın nuru ile, kalmaz ki gam, kalmaz zahmet,
Cennet gazel ey yâr, dudağın da bir gazel.
O narin ellerin sunduğu, Kevser’den bir yudum su,
İçen mest olur da, kaybolur dünyanın korkusu,
Dudakların renginden almış, ne hoş bir Cennet kokusu,
Cennet gazel ey yâr, dudağın da bir gazel.
Dünya ateşi yaksa da, bu aşkın suyu dindirir koru,
Kalbimin her yanını sarar, o kutsal, o derin nuru,
Bu lezzet ki derindir, sığmaz ne bir fani suru,
Cennet gazel ey yâr, dudağın da bir gazel.
Ne meclis kurulur ki, o didar olmaz elde,
Dertli gönüllerin muradı, bu kutlu, bu hoş yelde,
Yârden gelen her kelam, ne hoştur ki bu dilde,
Cennet gazel ey yâr, dudağın da bir gazel.
Zahmet bal eyler o, aşkın kudreti ile canan,
Bu içilen her damla, kalbe verir ebedî bir an,
Ne hoş bir lûtfu imiş, bu sevda, bu Rahman’dan ferman,
Cennet gazel ey yâr, dudağın da bir gazel.
Aşık TURHAL söyler: Âşıkın arzusu sensin, sensin bu iman,
Bu aşkın cennetiyle yanan, benim de canımsın,
O tatlı dudaklarından bir yudum, son limanım, son mekânımsın,
Cennet gazel ey yâr, dudağın da bir gazel