0
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
99
Okunma
Sonsuzun eşiğinde kaldı gözlerin, hâlâ oradayım.
bir fotoğrafın arkasında, unutulmuş bir tarihle bekliyorum seni.
Elimi uzatsam, dokunacak gibi oluyor zamanın tozu;
o kadar ince, o kadar kırılgan ki anılarımız,
bir nefesle dağılır diye korkuyorum.
Varlığın bir gölge artık —
ama o gölge bazen sokak lambalarının altına düşüyor,
yağmur sonrası kaldırımlarda parlıyor,
ve ben, orada bir yerlerde seni arıyorum.
Aynı rüzgâr eser mi hâlâ,
senin geçtiğin o caddeden,
ya da aynı martı, aynı sesle çığlık atar mı sahilde?
bilmiyorum.
ama her sabah bir anlığına gözlerim seni bulur gibi oluyor,
sonra gün doğuyor,
ve ben yine yoksunluğuna uyanıyorum.
Leyla’nın kaybolduğu o ince sızıyla anıyorum seni, adın harflerde saklı..
bir ismin bile ne kadar ağır olabileceğini senden öğrendim.
adını her duyduğumda içimden küçük bir ışık sönüyor.
belki de bütün bu sessizlikler,
bizim hiç söyleyemediklerimizin yankısıdır.
Hakan
5.0
100% (3)