1
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
116
Okunma
Hep benim gelmemi bekledin…
Hep bir adım ben atayım istedin.
Sanki sevgi tek taraflı bir nehir,
ben akar, sen kıyısında susarsın.
Sanki yorgunluk sadece bana yakışırdı,
sen hep durmalıydın —
seyirci gibi, temkinli, soğuk, uzak…
Ben koştum sana,
nefesim kalbime yetmedi bazen,
kelimelerim sesimden önce tükendi.
Ama sen,
bir adım bile atmadın.
Bir "nasılsın" bile fazla geldi sanki,
bir dokunuş, bir sıcaklık, bir ses…
Hepsi benden beklendi.
Ben istedim, ben özledim, ben tuttum bu hikâyeyi omuzlarımda.
Sen ise seyrettin —
bütün yükü bana yakıştırarak.
Bir şeyler yapmamı istedin,
ama hiç sormadın:
“Sen ne istiyorsun?”
Bir kere bile demedin,
“Bırak bu kez ben olayım,
ben tutayım elini,
ben anlatayım seni bana.”
Bir gün olsun,
bir adım da benden olsun demedin.
Oysa bazen, sadece o bir adım kurtarır insanı.
Bir bakış, bir “gel” deyiş,
bir “ben de özledim” fısıltısı…
Ama senin sessizliğin,
duvar gibi büyüdü aramızda.
Ve ben,
her çarptığımda biraz daha eksildim.
Yorgundum,
ama vazgeçemedim.
Çünkü sevgim, senin ilgisizliğinden bile güçlüydü.
Her kırılışta seni biraz daha sevdim,
her susuşunda biraz daha anladım:
Benim sevgim, senin sessizliğinden yapılmıştı.
Ama hiçbir sessizlik sonsuza dek taşınmaz.
Bir gün gelir,
kalp karar verir:
ya konuşacak,
ya susarak bitecek.
Ben sustum.
Çünkü anlatmak artık sadece canımı acıtıyordu.
Çünkü beklemek,
gelmeyeni çağırmaktı —
gelmek istemeyeni zorlamaktı.
Yine de…
yine de sevdim seni.
Kırgınlığımın içinden,
yorgun sesimle,
sessizliğinin yankısında bile sevdim.
Çünkü bazı sevgiler,
karşılık bulmadığı hâlde yaşar.
Bazı yürekler,
dokunulmadığı hâlde ısınır.
Ve bazı insanlar —
hiçbir şey yapmadan bile unutulmaz.
Senin adın,
hala içimde yankılanan bir susuş.
Bir “keşke”nin, bir “belki”nin ömrü kadar uzun.
Ama bil ki,
bir gün biri seni de beklerse,
bir adım, sadece bir adım beklersen,
ve o gelmezse…
İşte o zaman anlayacaksın,
benim sessizliğimin ne kadar çok şey anlattığını.
Kadir TURGUT
5.0
100% (3)