7
Yorum
21
Beğeni
5,0
Puan
181
Okunma

Hangisi kaldı o günlerin neşesinden
Ver ediyor hayat olanca hızıyla hasadı
Bir baktım ki şöyle gerilere ve dalgın
Beni ben olduğum için seven de kalmadı.
Son bakiyeleri de dökülür dünlerin
Bir sonbahar esişinde gidiyorlar elden
Üstüne koskoca kışın soğuğu da eklenecek
Biimem ki; ayazın, boranın soğuğu nasıl gidecek.
Bir emekle mi geçilir karşı tarafta gönle
Ya da karşılıklı mıdır bundaki sevgide irade
Mevsimler giderek koparırken yılları bizden
Seyirlik bir tablodaki özneler yoktur, neden?
Daima bir yitirime manzumeleşmez mi hayat
Niçin ufak hesaplarla değesizleştirilir denge
Sıra sıra uzanan efkar öznesi dağlarda birikir
Kahra açılan kapıların ardındadır şu çirkin kibir.
Mutluluk ne varılacak bir yer ne de beklenen an
Ona varışları öteleyen değil mi bizdeki hezeyan
Oysa çok büyütülmesi gerekenler görünmezken
Bizi hiçe savuranlar devleştiler söyleyin neden?
En güzel anların kadrajında olmak mı mesele
Yahut yalandan sözlerle günü mü kurtamak
Bir vicdan azabı olmasaydı kafesteki yürekte
Esin bulunabilir mi gönülleri inciterek, kırarak.
Ne güzel söylemiş Yunus, gönle vurgu yaparak
Yıkmayalım kabesini onun bak ne diyor derviş:
Bir kez gönül yıktınsa bu kıldığın namaz değil
Yitmiş iki millet dahi elin yüzün yumaz değil.”
Böyle ise o hesap sen de muhasebeni yap
Dilersen yak alemi, savur kalmasın bir şey
Ya da bul çıkarımla sevgide büyüsün her şey.
Kayıtsız kalınır mı yaşanan her ne varsa
Bugün banaysa acı yarın seni de bulur ya
Dedik ki geçin benleri, bizde yeşesin hayat
Benden öte durana bizden de olsun salavat.
Tüm; kan, kinin, öfkenin, nizanın özündedir
Benle yol alan kimse şeytanın askeridir
Oysa doğru yolu bulmak, vicdanla arkadaşlık
Belki de bu şekilde esmez de rüzgârı hüznün
Ve yıkımları bitiverir şu yeniden doğacak günün.
Oğuzhan KÜLTE
5.0
100% (11)