1
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
155
Okunma

Bir gün, saatler susacak,
Gözlerim tavana değil,
göğe bakacak.
Belki bir serçe konacak pencereme,
Belki de ben,
rüzgârla gideceğim sessizce.
Ne ağıtlar duyulacak ardımdan,
Ne de yarım kalmış cümleler…
Çünkü çoktan vedalaştım içimle,
Çoktan sustum,
çoktan vazgeçtim kendimden.
Ölümü beklemek değil artık bu,
Bir teslimiyet, bir arınma belkide.
Bir yorgun kalbin,
Bir yorgun bedenin
Son kez ,dinlenmek istemesi gibi
Bir sandal gibi kaldım,
kıyısız bir suda,
Ne varış var, ne dönüş…
Günler birbirine benzer oldu,
Her sabah biraz daha eksiliyorum.
Kapılar ardına kadar açık,
Ama kimse girmiyor içeri.
Bir çiçek gibi kurudum kendi sesimde,
Rüzgâr bile unuttu adımı.
Ne umut kaldı, ne isyan,
Sadece alışmak,
Bir nefes gibi gidip gelen,
Ölümü beklemek kadar sessizlikde bir sabır işi
Ve bazen,
Bir çocuk ağlar içimde,
“Yaşamak da güzeldi” der gibi,
Kendine bile itiraf edemeden.
Ve bir gün…
Bir mezar taşı dikilecek adımın üstüne,
Zamanla silinecek harfler,
Üstünde otlar bitecek sessizce.
O otlar yeşerecek,
Belki bir kelebek konacak üstüne,
Belki biri geçerken duracak bir an,
“Burada kim yatıyor?” diye fısıldayacak.
Ama ben orada da susacağım,
Bir şiir gibi, yarım kalmış bir mısra gibi…
Çünkü ölümü beklemek değil bu,
Toprağın kalbinde yeniden doğmayı beklemek.
Kendine bile itiraf edemeden.
ahrete intikal eder
her fani, Baki degildir
bu dünyada ebedi kalan.
Şair ceylan c.yilmaz
5.0
100% (5)