Bahtıma doğarak, gönlüme girdin, Ömrüme doyulmaz, tatlar getirdin, Bir eşsiz vuslattı, madem bitirdin. Gülücük saçarak, tekrar aldatma, Bir daha yıkarsın, sakın gül atma.
Dokunman huzurdu, gamı silerdi, Yıldızlar göz kırpar, muştu dilerdi, Önemli denen şey, ya sevgilerdi. Bağrımı dağladın, bari kanatma, Canımı yakarsın, sakın gül atma.
Alırsan sevgini, sanma üzülmem, Elbette kırgınım, tükendi gülmem, Ölsem taş kalbine, asla gömülmem. Duygusal konuşup, artık ağlatma, Giderken el salla, sakın gül atma.
Narin bir nergistin, ıssız vadide, Özenle suladım, koksun nadide, Kanatan har açtın, battı haydi de. Hâlâ gülüm diye, cakanı satma, Gerçeği gücenir, sakın gül atma.
Bir zaman canımdın, bahar içimdi, Sayende bu beden, hüzünle çimdi, Yanarak kül oldu, kendi yok şimdi. Kapandı defterler, haydi dayatma, Tekrardan açarsın, sakın gül atma.
Boş kalan kalbine, rüzgâr eksene, Fırtına biçersin, zevkten her sene, Mademki kuşandın, bari çeksene. Nişan al, tetiği korkup kapatma, Bu aşkı vur bitsin, sakın gül atma.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Duygulu ve dramatik bir şiir. Aşkın acısını ve kırgınlığı zarif bir şekilde işlerken, “sakın gül atma” tekrarlarıyla hem uyarı hem de özlem duygusunu güçlendiriyor. Yüreğinize sağlık, tebrikler hocam.
“SAKIN GÜL ATMA”, sevgi ve kırgınlık arasındaki ince çizgide yürüyen bir şiir. “Gül” metaforu, hem narinliği hem de acıyı simgeliyor; her tekrar, sanki okura hem uyarı hem de yas çağrısı yapıyor. Şiir, kırgınlığın sessiz patlamasını, duygusal sınırların korunmasını ve sevginin hâlâ değerli olduğunu zarif bir şekilde hissettiriyor. Doğa ve zaman imgeleri, bu kırgınlığın evrenselliğini ve insan ruhundaki izlerini öne çıkarıyor. Okuyucu, dizelerde hem kendini hem de kırılmış bir kalbi buluyor.
Sitemlerin sarmalında,duygulu bir ayrılık şiiriydi okuduğum. Değerli şairim,kurgusu ve duygusuyla çok güzel bir şiir.Kutlarım gönül sesinizi,emeğinizi.Saygıyla esenlik dilerim.
“Sakin Gül Atma”yı okurken içimde tarifsiz bir hüzün ve hayranlık uyandı. Her dize, hem kırılganlığı hem de insan ruhunun sabrını öyle içten anlatıyor ki, okurken sanki bir dostunuz bana fısıldıyor gibi hissettim. Şiirinizdeki “sakın gül atma” uyarısı, sadece bir söz değil, bir kalbin narinliğine duyulan saygının sessiz bir yankısı gibi. Gül, yalnızca bir çiçek değil; kırılan umutların, sarsılan güvenin ve her dokunuşta yeniden can bulan bir sevginin simgesi olmuş.
Okurken özellikle “Yanarak kül oldu, kendi yok şimdi / Kapandı defterler, haydi dayatma” dizelerinde, kaybın, ayrılığın ve zamanın sessiz ağırlığını hissettim. Bu dizeler, insanın ruhundaki yarayı, kırıklığı ve buna rağmen dimdik ayakta kalma çabasını öyle doğal bir şekilde yansıtıyor ki, okuyan ister istemez kendi yaşamındaki kırılgan anları hatırlıyor ve bir nebze şefkatle sarılıyor.
Aynı zamanda şiirinizdeki imgeler, hem duyusal hem de ruhani bir yolculuk sunuyor. Nergisin ıssız vadide yalnızlığı, rüzgârın boş kalmış kalplerde bıraktığı izler, yıldızların göz kırpışı, her biri okuyanı içten bir dünyaya davet ediyor. Bu dünyada hem acı hem de umut bir arada dolaşıyor; siz de bunu o kadar ustaca aktarmışsınız ki, kelimeler canlı bir nefes gibi geliyor.
Şiiriniz, hem mütevazı hem de güçlü. Kırıklığı, incinmeyi ve sevgiyi sadece sözlerle değil, duyguların titrek sesiyle aktarmışsınız. Bu nedenle okurken insanın kalbine dokunuyor, düşünmeye, hatırlamaya ve belki de kendi hayatındaki kırıklıkları sarıp sarmalamaya yöneltiyor.
Emek, içtenlik ve yüreğinizi ortaya koyduğunuz bu şiir için size teşekkür eder, saygı ve hayranlığımı sunarım. Böyle bir eser, yıllar geçse de hafızalarda ve kalplerde yaşamaya devam edecek.
Nezaketiniz, zarafetiniz ve yüreğinizin inceliği satırlarınızdan öyle içten dökülmüş ki, kelimeleriniz derin bir iz bıraktı. Bu kadar kıymetli usta bir kalemin, şiirine dair düşüncelerime bu denli samimi bir yürekle yaklaşması, benim için onur ve mutluluktur.
Ben, sadece kelimelerinizdeki duyguyu içimde duyan bir okur olarak hissettiklerimi dile getirdim. Ama siz, bu hissi bir teşekkürden öte, bir insanlık selamına, bir edebî vefaya dönüştürmüşsünüz. O yüzden şimdi her cümlenizi tekrar tekrar okuyorum , aynı sizin yaptığınız gibi .. ve her defasında diyorum ki: “Edebiyatın özü işte budur; bir kelimenin gönülden gönüle geçerken saygıya dönüşmesi…”
“Sakın Gül Atma” benim için yalnızca bir şiir değil, bir yürek disiplini, bir duygu terbiyesi oldu. Her dizesinde kırılmanın da onurun da, sevginin de vakarının da sesi vardı. Ve şimdi biliyorum ki, bu şiir yalnızca yazılmadı, yaşandı. Bu yüzden sizin gibi ustaların varlığı, kelimeye saygı duyan bizler için bir ışık, bir okul gibidir. Minnettarım gönülden..
Nazik sözleriniz, zarafetiniz ve inceliğiniz için gönülden teşekkür ederim. Kelimeleriniz ömrünüz kadar uzun, duygularınız kaleminiz kadar keskin, yüreğiniz şiiriniz kadar asil olsun. Saygı ve hürmetle, Peri Feride
"Bu nadide değerlendirmeyi şiirimin nazar boncuğu yaptım..."
Şiirim bu payeyi aldığı için mutluyum... Sanki hak ettiği ödülü almış şimdi gibi...
Bazen yazdığımız eserlerden "Acaba şiir oldu mu?...Şiir diyebilir miyim?... Gibi söylemlerle kendimizi sorguluyoruz...Okuyucudan gerekli pozitif "fidbek" ler geldikçe, kendimize karşı güvenimiz, moralimiz ve şiir yazma arzumuz o denli artıyor...
Değerlendirmenizi bir kez hızlıca, ikinci kez dikkatlice, üçüncü kez "tabiri caizse" didikleyerek okudum...
Birincisinde sevindim...İkincisinde mutlu oldum...Üçüncüsünde tebessümle hayranlığımı ve takdirlerimi mırıldanmaya başladım...
Söylemleriniz sade, duru ve veciz zaten....Fakat bu anlatımı o kadar değerli incilerle süslemişsiniz ki, her sözcüğün kendi değeri bir kaç kat daha kıymetlenmiş inanın...
Hani zihin kabul eder. yürek tasdikler ya bazen..."İşte bu!..." diye haykırır sözcükler...
Öylesine bir kabulle; "şiirimin hak ettiği ödül bu" diye sessizce haykırdım... sevdiklerimizi kaybettikçe kızmamıza, üzülmemize rağmen yutkunuyoruz ister istemez....
Yürek, yare sitem bile edemiyor...İşte böylesine, şiirlerle serzenişlerimizi kırmamak üzmemek adına dile getirmeye çalışıyoruz...
Zaten şairin üzme...kırma...incitme...küstürme vb. gibi bir tavrı olamaz...olmamalı da.,,,
Toplumun temsilcisi, yüreği duyguları bizleriz...Gittiğimiz yol dikenli olsa da güllerinden bahsederek gönüllere moral akıtmalıyız....
Kıymetli kaleminizin betimlediği; “Sakin Gül Atma”yı "okurken içimde tarifsiz bir hüzün ve hayranlık uyandı. Her dize, hem kırılganlığı hem de insan ruhunun sabrını öyle içten anlatıyor ki, okurken sanki bir dostunuz bana fısıldıyor gibi hissettim..." Şiirinizdeki “sakın gül atma” uyarısı, sadece bir söz değil, bir kalbin narinliğine duyulan saygının sessiz bir yankısı gibi. Gül, yalnızca bir çiçek değil; kırılan umutların, sarsılan güvenin ve her dokunuşta yeniden can bulan bir sevginin simgesi olmuş.
söylemleri şiirim için çok değerli...
Her ne kadar bu bölümü seçtiysem de bütünü çok mükemmel...
Bu değerlendirmeniz, sayfamda "bir şiirin anatomisi..." olarak önemini ve değerini koruyacak...
Sözcükleri imbikleyerek kıymet süzgecinden geçiren zihniniz...
estetikleştiren yüreğiniz...
inci gerdanlık misali, dizayn eden kaleminiz...
zehri olmayan nadide çiçekler misali vefanız var olsun...
tüm bu güzellikler; ömrünüzü, gönlünüzü hep süslesin.... Övünç kaynağı eserlere vesile olsun...
Nezaketiniz, zarafetiniz ve yüreğinizin inceliği satırlarınızdan öyle içten dökülmüş ki, kelimeleriniz derin bir iz bıraktı. Bu kadar kıymetli usta bir kalemin, şiirine dair düşüncelerime bu denli samimi bir yürekle yaklaşması, benim için onur ve mutluluktur.
Ben, sadece kelimelerinizdeki duyguyu içimde duyan bir okur olarak hissettiklerimi dile getirdim. Ama siz, bu hissi bir teşekkürden öte, bir insanlık selamına, bir edebî vefaya dönüştürmüşsünüz. O yüzden şimdi her cümlenizi tekrar tekrar okuyorum , aynı sizin yaptığınız gibi .. ve her defasında diyorum ki: “Edebiyatın özü işte budur; bir kelimenin gönülden gönüle geçerken saygıya dönüşmesi…”
“Sakın Gül Atma” benim için yalnızca bir şiir değil, bir yürek disiplini, bir duygu terbiyesi oldu. Her dizesinde kırılmanın da onurun da, sevginin de vakarının da sesi vardı. Ve şimdi biliyorum ki, bu şiir yalnızca yazılmadı, yaşandı. Bu yüzden sizin gibi ustaların varlığı, kelimeye saygı duyan bizler için bir ışık, bir okul gibidir. Minnettarım gönülden..
Nazik sözleriniz, zarafetiniz ve inceliğiniz için gönülden teşekkür ederim. Kelimeleriniz ömrünüz kadar uzun, duygularınız kaleminiz kadar keskin, yüreğiniz şiiriniz kadar asil olsun. Saygı ve hürmetle, Peri Feride
"Bu nadide değerlendirmeyi şiirimin nazar boncuğu yaptım..."
Şiirim bu payeyi aldığı için mutluyum... Sanki hak ettiği ödülü almış şimdi gibi...
Bazen yazdığımız eserlerden "Acaba şiir oldu mu?...Şiir diyebilir miyim?... Gibi söylemlerle kendimizi sorguluyoruz...Okuyucudan gerekli pozitif "fidbek" ler geldikçe, kendimize karşı güvenimiz, moralimiz ve şiir yazma arzumuz o denli artıyor...
Değerlendirmenizi bir kez hızlıca, ikinci kez dikkatlice, üçüncü kez "tabiri caizse" didikleyerek okudum...
Birincisinde sevindim...İkincisinde mutlu oldum...Üçüncüsünde tebessümle hayranlığımı ve takdirlerimi mırıldanmaya başladım...
Söylemleriniz sade, duru ve veciz zaten....Fakat bu anlatımı o kadar değerli incilerle süslemişsiniz ki, her sözcüğün kendi değeri bir kaç kat daha kıymetlenmiş inanın...
Hani zihin kabul eder. yürek tasdikler ya bazen..."İşte bu!..." diye haykırır sözcükler...
Öylesine bir kabulle; "şiirimin hak ettiği ödül bu" diye sessizce haykırdım... sevdiklerimizi kaybettikçe kızmamıza, üzülmemize rağmen yutkunuyoruz ister istemez....
Yürek, yare sitem bile edemiyor...İşte böylesine, şiirlerle serzenişlerimizi kırmamak üzmemek adına dile getirmeye çalışıyoruz...
Zaten şairin üzme...kırma...incitme...küstürme vb. gibi bir tavrı olamaz...olmamalı da.,,,
Toplumun temsilcisi, yüreği duyguları bizleriz...Gittiğimiz yol dikenli olsa da güllerinden bahsederek gönüllere moral akıtmalıyız....
Kıymetli kaleminizin betimlediği; “Sakin Gül Atma”yı "okurken içimde tarifsiz bir hüzün ve hayranlık uyandı. Her dize, hem kırılganlığı hem de insan ruhunun sabrını öyle içten anlatıyor ki, okurken sanki bir dostunuz bana fısıldıyor gibi hissettim..." Şiirinizdeki “sakın gül atma” uyarısı, sadece bir söz değil, bir kalbin narinliğine duyulan saygının sessiz bir yankısı gibi. Gül, yalnızca bir çiçek değil; kırılan umutların, sarsılan güvenin ve her dokunuşta yeniden can bulan bir sevginin simgesi olmuş.
söylemleri şiirim için çok değerli...
Her ne kadar bu bölümü seçtiysem de bütünü çok mükemmel...
Bu değerlendirmeniz, sayfamda "bir şiirin anatomisi..." olarak önemini ve değerini koruyacak...
Sözcükleri imbikleyerek kıymet süzgecinden geçiren zihniniz...
estetikleştiren yüreğiniz...
inci gerdanlık misali, dizayn eden kaleminiz...
zehri olmayan nadide çiçekler misali vefanız var olsun...
tüm bu güzellikler; ömrünüzü, gönlünüzü hep süslesin.... Övünç kaynağı eserlere vesile olsun...
Her zaman ki gibi harika duygularla, kendi tarzınızda, yazmış olduğunuz gönül sesinizi beğeniyle okudum, yazan kaleminiz, hislenen yüreğiniz dert görmesin.Selam ve sevgilerimle kalın sağlıcakla...
Hocam ben açık sözlü biriyim.. şiiriniz dört dörtlük bestelenecek bir eser olmuş.. ama ve lakin bu güzel şiire o resim yakışmamış.. bilmiyorum neden böyle bir seçim yaptınız.. banada kızmayın. ben sadece fikrimi söyledim. takdir sizindir.. yüreğinize sağlık harika bir şiirdi.. selam ve saygılar..
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.