0
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
122
Okunma
Ne takvim yapraklarına sığar,
ne de saatler dar çemberine.
Bazen kalb de çalınmış hecedir,
bazen ömrün gölgeli avlusunda
sönmüş kandil.
Görünmeyen el
sessizce dokunur zamana;
ya en parlak yıldızı avucuna bırakır,
ya da en sevdiğini gökyüzünden koparıp alır.
Ne vedası vardır,
ne geri dönüşü…
Yalnızca boşluk kalır arkasında çınlayan.
Giden gider,
yüreğinde açtığı iz hiçbir mevsimde kapanmaz.
Her an, özlemin taşına kazınır;
Gün an, sessizliğin derin kuyusuna düşer.
Sen aynı yerde donup kalırsın,
o ise çoktan seni başka yüzünle baş başa bırakmıştır.
Ama bil ki;
zaman, aldığıyla yetinmez.
Öğretir:
kök salmayı rüzgâra rağmen,
sabretmeyi geceye rağmen,
sevmeyi kırık aynalara rağmen.
Arkana bakmadan yürümeyi öğretir
ufukları kanat gibi giyerek.
Mesele,
kimin gelip kimin gittiği değildir.
Hayat, dalgaların çekilip
yeniden kıyıya vurduğu
bitimsiz denizdir.
Hiç kimse tek dalga kadar özel değildir.
Ve gerisi,
kumda eriyen izden ibarettir.
Rifat KAYA
5.0
100% (3)