0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
87
Okunma
Kafamın içi öylesine dolu ki,
sayfalar dolusu sözler yazıyorum
belki hafifler diye.
Ama her satırında daha fazla çoğalıyor,
boş bir şehrin karanlık sokakları gibiyim.
Yapayalnız kalıyorum kendimle,
“Bir ışık tutan olur mu?” diye
bağırıyorum karanlığa.
Ama dönüp dolaşıp
kendi sesim çarpıyor kulaklarıma.
Koşuyorum bir sokaktan diğerine,
hiç kimseye rastlamıyorum.
Derinden gelen tek bir ses var,karanlıktan duyduğum...
Bu senin sesin mi, anne?
Sen beni hiç sevdin mi?
Kokumu içine çektin mi?
Bir kâğıt parçasına üç beş kelime yazıp
soğuk yerlere bırakırken,
içinden bir ses,
“Yapma!” demedi mi?
Hiç ağlamadın mı anne?
Ardına dönüp bir kez olsun bakmadın mı?
Kendi bedeninden kopardığın bir parçayı
nasıl bırakabildin?
Ya ben…
ağlamadım mı ardından,
“Bırakma!” dercesine?
Nasıl dayana bildin anne,
senin kalbin taş mıydı?
Tercih ettiklerin vazgeçtiklerine değdimi anne?
5.0
100% (2)