1
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
165
Okunma

Güneş titredi semâda, kükredi her cihân-ı bâkî,
Gezegenler döndü devr-i ezelân, buldu hakîkat-i hâmî.
Hakîm selâm eyledi, Kadîm-i Esrâr’a karşı
Yıldızlar şâhid oldular, açıldı bâz-ı sonsuz karşı
Göksel rüzgârlar fısıldadı menzilleri derin,
Gezgin taşlar süzüldü, ışıklandı her gezin.
Kuyruklar iz bıraktı ufukta parlak bir çizgi,
Her yörünge söyledi kudretin derin nizâm-ı gizgi.
Kadîm-i Esrâr dedi: “Nedir bu sır ey pîr-i hakîm,
Ki menzil gizlidir, eyle bana tafsîl-i kelîm.”
Hakîm oturdu derin, tefekkür eyledi selîm,
Zemîn ü âsmânı şükr ile teslim eyledi selîm.
Dedi: “Her menzil nûr ile serfirâz olur,
Tarîk-i ulvîde açılır esrâr-ı nâz olur.
On iki burçla kuruldu nizâm-ı cihân,
Her biri menzile oldu bir makâm-ı beyân.
Silsile yükseldi kat kat semâ-yı safâ,
Otuz altı burçla doldu binâ-yı vefâ.
Her menzil sır ile hakîkat taşır serâpâ,
Arz üstünde nişân olur hem âşikârâ.
Arz’a varınca biter devrân-ı ezelî,
Balık menzilinde nihâyet bulur sefâ-ı mezelî.
Ey varis-i hikmet, işit bu kelâm-ı hakîkat,
Hudûdsuzdur ilmin semâda iz-i hakîkat.
Fakat ayrıdır yol u sefer hükm-i mukadder,
Her biri yazılmıştır defter-i ezelîde sefer.
Takvîm ezelde mukayyed bu işârât ile,
Burçlarla ölçülür günler, bahâr u ezhâr ile.
Dünya ile sefergâh yollar ayrıdır aslâ,
Onların hükmü yazılmış gayrıdır ibtilâ.
Ey Kadîm-i Esrâr, gözünü aç, seyret ibretle,
Gizlenen hikmeti kavra basîretle.
Her menzil derstir, açılır hikmet perdeleri,
Öğrenen bulur sırlarla hakîkat ülkeleri.
Her burç nişândır kudret-i Rabbânî içre,
Yıldız da âyet, hakîkatin burhânı içre.
Hakîm dedi: “Sırla nizâm olur mükemmel,
Zamânın ölçüsü bundadır daima selîm-el.”
Kadîm-i Esrâr dinledi sözleri büsbütün,
Semâya nakşetti kalbin izini bütün.
Kainâtın sırları dalga dalga açıldı gözde,
Her nefes, her an bir âyet oldu sözde.
Göksel rüzgârlar fısıldadı gizli menzilleri,
Kadîm-i Esrâr okudu kudretin levhîleri.
Gök taşları süzüldü, ışıkla ördü yolları,
Kuyruklar çizdi destanını ebedî zamanları.
Hakîm ile Kadîm-i Esrâr bir araya geldi,
Sonsuzluk selamlandı, sırlar kalpte şekliydi.
Böylece anlaşıldı kevn ü mekânın nizâmı,
Her sırla ölçüldü devr ü zamânın devâmı.
Hakîm ile Kadîm-i Esrâr bitirdi kelâm-ı selîm,
Semâda ebed yazıldı selâm-ı kerîm.
Fatih Dişbudak
5.0
100% (1)