4
Yorum
13
Beğeni
5,0
Puan
194
Okunma
Gece indi karanlığa, yıldız sustu gökyüzü,
Bir ışık doğdu ansızın, gönüllere doldu özü.
Yetim bir çocuk büyüdü, kalbi nurla bezendi,
Âlemlere rahmet geldi, yeryüzüyle sevindi.
Taş atana tebessümle, merhametle baktın sen,
İhaneti affedip de, yine dua ettin sen.
Savaşlarda bile gönlün, hep barışla doluydu,
Her sözünde adaletin, her bakışın umuttu.
Uhud’da yaralandığında, yine ümmetin için,
“Allah’ım affet” dedin, kalbin merhamet için.
Taif sokaklarında kan, gözlerinden süzüldü,
Melekler izin istese, kalbin yine üzüldü.
Mekke’nin taş sokakları, adını ezberledi,
Kabe’nin kara örtüsü, yüzünle şereflendi.
Fetih günü girerken sen, tevazuyla secdede,
Tüm putlar yere düştü, hak kelâmı göklerde.
Yetimin gözyaşını sen, avuçlarınla sildin,
Köleyi hürriyet ile, kalplere sevinç bildin.
Çölde aç kalanlara sen, ekmek oldun, su oldun,
Karanlık dünyalara nur, susuz gönüllere yol oldun.
“Komşusu açken yatanlar, bizden değildir” dedin,
Mazluma dost, zalimlere, adaletle yön verdin.
“Kolaylaştırın” buyurdun, “zorlaştırmayın” diye,
“Sevin, müjdeleyin” dedin, ümmetine hediye.
Ey Muhammed Mustafa’m, ey gönüllerin nuru,
Kalbimize düşen sevda, ebediyen onuru.
Her salâvat bir güldür, açar gönül bahçemde,
Adını anan kalpler, huzur bulur her demde.
Kıyametin o gününde, şefaatine muhtacız,
Ellerimiz boş gelirken, affına muhtaç biziz.
Ey Habîb-i Kibriyâ’mız, ey sevgilerin tacı,
Sen gönüllere iyilik aşıladin Ya hz muhammed (S.a.v).
19.08.2025
Ask-i-Divane
5.0
100% (9)