0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
75
Okunma
Bazı sevgiler, bir ömür boyu eksilmeyen bir dua gibi kalır.
O dua, bazen mavi bir papatyanın yaprağına, bazen sol yanda atan sessiz bir kalbe, bazen de sensizliğin derin sularına gizlenir.
Bu şiir bir hasretin üç ayrı yüzünden sadece biridir. Bu şiir yarayla yaşamayı öğrenmenin ve duayı sabırla büyütmenin hikâyesidir.
Sol yanım,
Bir ney’in içindeki suskun hava gibi
Senin nefesini bekliyor hâlâ.
Göğüm dar,
Dualarım uzun,
Ve yıldızlar sensizliğin penceresine bakıyor.
Bir zamanlar
Avuçlarımda taşıdığım gül suyunu
Şimdi toprağa döküyorum,
Belki Mevlâ,
Kokusunu sana ulaştırır diye.
Sensizlik,
Sadece boşluk değilmiş
Meğer varlığın gölgesinde
Yokluğu öğrenmekmiş.
Kalbimde
Kuş kanadı kadar hafif bir ümitle
Sana bakıyor vakitler;
Her ezan adını çağırıyor içimde.
Biliyorum,
Rüzgâr bir gün
Rahmetle dokunacak yüzüme
Ve o rüzgârda
Sana taşıyacağım
Bütün “Âmin”lerimi.
Eğer bir gün
Göğe bakan bir karanfil bulursan
Bil ki
O,
Sol yanımdan düşen
Ve sana yazılmış
İkinci bir duadır…
Ama yine de bil ki sevgili,
Sensizliğin dili suskun değildir,
Her yaprak
Senin ismini fısıldar toprağa.
İçimde sakladığım
Ve kimseye söylemediğim bir bahar var hâlâ,
Sen dönersen
O bahar dallarını sana uzatacak.
Bazen geceler
O kadar uzun gelir ki bana,
Ay bile yorulur
Penceremdeki bekleyişimden.
Gözlerim,
Ufuk çizgisine asılı bir nur arar
Ve o nur,
Senin varlığınla aydınlansın ister.
Yüreğimin kıyısına
Rahman’ın adıyla yazdım seni,
Silinmesin diye
Gözyaşlarımla mühürledim seni.
Bir gün
Bu mühür kırılırsa,
Bil ki Mevlâ, seni bana yazmıştır
Ve sensizlik
Sadece bir imtihanmış…
HABİB YILDIRIM / BÂİN-İ ADLÎ
(14 Ağustos 2025)
5.0
100% (1)