0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
91
Okunma
Seninle başladı gözlerimin görme şekli Züleyhâ,
Gökkuşağının ilk harfi, yedi rengin aynasıydın.
Ben baktıkça çoğalan, onlar baktıkça kaybolan,
Bir çiçeğin yaprağında gizlenmiş duayla sızdın.
Renklerin diliyle konuşan bir sûretin vardı,
Her tebessüm bir baharı, her suskunluk zemheri.
Ama kimse senin göz kapaklarının altında
Solgun bir gül mevsimi yaşadığını bilmedi.
İnsanlar seni bir surete mahkûm etti belki,
Ben ise suretinden suretsizliğe yürüdüm.
Onlar gözle severken, ben kalbimle boyadım
Göğsüme düşen her "sen"i bir renk gibi gördüm.
Sen susunca sarıya büründü zaman,
Konuşunca yeşerdi, ırmaklar gibi aktı.
Ama en çok maviydi seninle olmak,
Göğe bakmak gibi sonsuzlukla dolmak.
Kalbimi bir ressam edasıyla açtım sana,
Kırmızıyla çizdim hasreti, beyazla sabrı.
Ne zaman ki döndün yüzünü geceye,
Siyaha bulanmış bir yalnızlık sardı varlığı.
Ben renginle yandım, sen renklerden kaçtın,
Bir gölge gibi kayıp düştün gözümün ırmağından.
Sana varmak için ne kadar renk ezberlediysem
O kadar sustum gökkuşağının ardında.
Züleyhâ…
İçimdeki çocuğu büyütmedin hiçbir zaman,
O yüzden çocuk kaldı sevgim, masum ama eksik.
Sana yazdığım her şiir bir boya paletiydi
Ama sen hep renksiz bir duvar gibi sustun.
Seninle başlardı sabah, seninle kararırdı akşam,
Gözümdeki gün ışığı, gecemdeki yıldız sendin.
Ama fark etmedin:
Ben seni "görmekle" değil,
Sende "kör olmakla" anlamıştım kendimi.
Kalabalıklar içinde seni seçmek zor olmadı,
Çünkü sen hepsinden farklı bir renktin.
Onlar seni "güzel" diye andı belki,
Ben "gerçek" dedim
Ve hakikati göğsümde sakladım.
Bir gün dönersin diye silmedim hiçbir çizgiyi,
Yüzünün hatları kalbime kazınmış gibi.
İçimde, sana adanmış renklerden
Bir müze var artık sessiz ama diri.
Ey Züleyhâ,
Gözlerinden düşen her bakışta başka bir mevsim,
Ve ben hâlâ o ilkbaharda bekleyen adamım.
Çiçeklerin rengini unuttularsa insanlar,
Bil ki ben hatırlıyorum hâlâ,
Seninle açan tomurcuğun adını.
Züleyhâ’nın renkleri solsa da bir gün,
Ruhumda yer etmiş gökkuşağı silinmez.
Her aşka, her yıkıma rağmen,
Benim kalemimde senin rengin eksilmez.
Zaman geçti Züleyhâ, renkler de yıprandı biraz,
Ama bazı tonlar vardır, solmaz asla.
Bir bakışın mesela…
Onu hangi mevsim silebilir ki?
Ben hâlâ o bakışta ikamet ediyorum.
Beni unutsan da olur artık,
Çünkü ben unutamadığım yerden varım.
Bir adımın gölgesiyle suladım içimdeki çiçekleri,
Renginle boyadım her sabahı,
Ve karanlıkları susturdum isminle.
Sen sustukça daha çok konuştum kendimle,
Adını andıkça açıldı içimin renk atlası.
Bir tek ben bilirim senin hangi hâlin mor,
Hangi hüznün laciverttir,
Hangi vedan geceye benzer…
Ve şimdi…
Züleyhâ’nın renkleri bende kaldı;
Sen belki başka gözlerde silinirsin.
Ama ben,
Renk körü bu çağın ortasında,
Sadece seni gören bir âşık olarak
Yazıldım kendi kaderime.
HABİB YILDIRIM / BÂİN-İ ADLÎ
(8 Ağustos 2025)
5.0
100% (1)