0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
80
Okunma
Ben ki söze susarak başladım,
Dilime ilk harfi gönül koydu.
Zira bilirim,
İlmin başı hayret,
Aşkın özü sükûttur.
Konuşmadan sevdim,
Sevmeden bekledim,
Beklemeden razı oldum.
Çünkü içimde bir nur yanıyordu
Adını sen koymadın,
Ama ben anladım:
Bu, görünmeyenin en derin hâliydi.
Ey göz,
Sana güvenmem artık.
Zira sen gördükçe
İçim karardı.
Ben nuru,
Karanlıkta öğrendim.
Kalbimi eğdim secdeye,
Lâf etmedim,
İsyan etmedim.
Ben her suskunluğumu
Bir teslimiyet cümlesi saydım.
Ve o anda,
Bir ışık gibi indi içime kelimesiz bir hitap:
“Sen, kendini arama;
Kendinden soyun.
Zira hakikat,
Benden geride değil,
Sendedir artık.”
İşte o zaman
Sözüm dua oldu,
Duam aşk oldu,
Aşkım marifete dönüştü.
Ne istedim Rabbimden?
Hiç.
Sadece “beni benden al” dedim,
Zira bende ben oldukça
Nur bendeyken kör kalacaktım.
Sustuğum yer,
İlmin başladığı noktaydı.
Orada ne kitap vardı,
Ne sayfa...
Sadece içimde
Bir defter açıldı:
Nur’dan,
Harflerden değil,
Hâllerden yazılmış bir kitap.
İşte şimdi orada yazıyorum seni.
Harfle değil,
Yakarışla...
Ve her yakarış,
İçime düşen yeni bir aydınlıktır.
HABİB YILDIRIM / BÂİN-İ ADLÎ / İYÂN-I NÛRBÎN
(5 Ağustos 2025)
(Ben konuşmam artık, nur konuşur içimde.)
5.0
100% (1)