0
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
130
Okunma
"Toprak yürür halkın ardında, gök iner öne..."
Yüce dağlar eğilir göç kervanına,
Balamir’in atı önde, iz sürer toprağa.
Her adımda bir dua, bir haykırış gizli,
Göç değil bu yalnızca; bu, diriliştir başa.
Süt gibi ak bir sis çöker dağ eteklerine,
Gök, otağ gibi gerilir ufuk perdesine.
Yürek yüze, yük gönüle denk düşer,
Bu yürüyüş, taşın bile kalbini deler.
Uçsuz bozkırdan geçer çoluk çocuk,
Rüzgârlar sarar sanki bir dua gibi.
Her bakışta bir veda, bir kavuşma saklı,
Kıyamet sessizliğinde yükselir tevekkülün dili.
Göç torbasında eski yurtların kokusu,
Sakalarda gözyaşıyla karışır ırmak.
Kimi toprak bırakır ardında ölülerini,
Kimi, yeni doğacakları kundağa sarar.
Gökbörü ulur gece, atlar gerinir,
Bir yıldız düşer gökten, haber verir.
“Önünüzde aydınlık, ardınızda iz”
diye mırıldanır eski bir ozan sesiyle rüzgâr.
Kervan uzun, sabır keskin bir kılıç gibi,
Kimi açlıkla, kimi korkuyla sınanır.
Ama Balamir’in gözlerinde bir ışık var,
Karanlık bile onunla secdeye durur.
Nice çağların yüküyle yürür kadınlar,
Göğsünde süt, gözlerinde ağıt saklı.
Bir yandan geçmişi sallar beşikte,
Bir yandan geleceğe türkü yakar aklı.
Delikanlılar sırtlarında yurt hayali,
Elleri toprak, gönülleri mavi.
Balamir’in adını kınına işler hançer,
Her nefesle onu anar rüzgârı delip geçen ser.
Dervişler yürür en arkada sessizce,
Dualarını bırakır iz gibi toprağa.
Ve otağlar kurulur her konakta umutla,
Kutlu yürüyüşün adı kazınır zamâna.
Yol uzun, ama gökyüzü yakındır artık,
Her adımda bir inanç büyür obalarda.
Balamir’in dilinde eski dua yankılanır:
"Her yurt, bir göğün aynasıdır halkım için."
Kuşlar bile göçer onların ardınca,
Doğunun akışı değişir, batı bekler.
Bir halk değil yalnızca, bir kıta yürür,
Çünkü bu yürüyüş, kaderle at başı gider.
Sırtını verip dağlara, yüzünü geleceğe,
Bir çadır değil, bir çağ kurarlar bozkıra.
Töre, sancak gibi yükselir otağ direğine,
Her çocukla bir tarih nefes alır.
Yalınayak yürüyen kızın avucunda taş,
Bir zaman gelir, o taş olur orduya baş.
Her gözyaşı bir nehir olur sonra,
Ve toprağa can verir döküldüğü anda.
Göç, yalnız göç değildir,
Bir arınmadır, diriliştir, töredir.
Her kıvrımda geçmişle yüzleşir kalpler,
Ve Balamir’in sesi: “Vatan, gidenle değil, gelenledir.”
Atlar yorulur, ama umut yorulmaz,
Gece çöker, yıldızlar yol gösterir.
Balamir bir kez daha eğilir toprağa,
“Bu toprakla doğacağız, ölümsüzlüğe.”
HABİB YILDIRIM / BÂİN-İ ADLÎ
(3 Ağustos 2025)
5.0
100% (1)