0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
70
Okunma
Yol, haritada değil;
Bir gönülde başlar.
Bir seccadenin kenarında,
Bir annenin “Allah’a emanet ol” diye sarıldığı
o son bakışta…
Horasan’da bir çadır kuruldu vaktiyle,
Göğü içine alan bir dua gibi.
Yesevî nefes verdi toprağa,
Ve bir aşk salındı doğudan batıya:
Adı: Hak aşkı…
Yolu: Dervişlerin izinde
Ve menzili: Milket-i Rûm!
Yollara düşenler vardı,
Elinde kılıç değil;
Kalbinde sır, dilinde zikir taşıyanlar.
Yürüdüler…
Ne zafer için, ne ganimet uğruna
Yalnızca bir söz için:
“Sevmeden fethedilmez!”
Onlar ki,
Gece teheccüd ile dirilen,
Gündüz kervanlara yoldaş olan,
Kalbi kervan, ruhu sancaktar…
Horasan’dan Rûm’a yürüyen bu aşk,
Dikenli yollardan geçti,
Ama gül olmaktan hiç vazgeçmedi.
Her durakta bir gönül dikti,
Her gönülde bir vatan kurdu.
Ve bu yürüyüş
Bir milletin mayasını yoğurdu.
Bir çocuk “Baba kimiz biz?” diye sorduğunda,
Cevabı şu oldu:
“Biz, kalbiyle yürüyenlerin soyuyuz evladım,
Biz Horasan’dan Rûm’a göç eden duayız!”
Süvari olmaktan önce
Kul olmayı öğrendi onlar.
Çünkü bilirdi her biri:
Bir baş eğilmeden,
Bir sancak yükselmezdi göğe.
Ve şimdi biz,
O yolun devamıyız;
Görmesek de o çadırı,
Duyamasak da Yesevî’nin sesini,
İçimizde hâlâ onun duası var:
“Rûm’un toprağına, aşk ile girin!
Ne bir han için savaşın,
Ne bir taht için kan dökün;
Gönüller fethine yürüyün!”
HABİB YILDIRIM / BÂİN-İ ADLÎ / LARDES SYMPRA
(16 Temmuz 2025)
5.0
100% (1)