0
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
139
Okunma
Gelincik gamzesinde saklı bir tebessümle
Geçtin bozkırın içinden,
Ayak izlerin taşlara dua öğretti,
Her adımında nur-u ilahi yankılandı.
Bu dâr-ı dünyada,
Sen, bir mavi rüyaydın;
Dokunulmaz, uyanınca eksilen,
Ve aşkın rengiyle boyanmış gecelere müjdeydin.
Umut, senin teninde açan bir çiçekti,
Gözlerin çâreydi,
Ve bekleyiş, bir ömre bedel muştuydu.
Ben seni beklerken,
Zaman susmayı öğrendi.
Mim Sarayı’nda yazılmış ismin,
Elif’in gölgesine yaslanmış şiir gibi durur
Sol yanımda.
Şehri İstanbul’a kokun sinince,
Anadolu iç çekti.
Senin geçtiğin yolları
Kokunun yayıldığı şehir hâlâ ezberler.
Bir efsaneden çıkmıştın sanki,
Cennet bahçesinin unutulmuş köşesinde
Mai saçaklı üzüm bahçeleriyle çevrili,
Nar taneleri gibi dökülürdü sözlerin.
Amin kuşları süzülürdü göğsünden semaya,
Zümrüdüanka olurdu bazen gülüşün,
Bazen bir safderun edayla
Ezan sesi gibi inerdi içime...
Sen,
Bir çiçeğin zarafetiyle dokundun dünyama,
Ben;
Papatya Kadını, seni koklayarak öğrendim sevmeyi.
HABİB YILDIRIM / BÂİN-İ ADLÎ / LARDES SYMPRA
(7 TEMMUZ 2025)
5.0
100% (3)