0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
66
Okunma
Evlât;
Zaman değişse de
Töre eskimez,
Yol pusluysa
Yolcunun kalbi yıldız olmalı.
Diz çökme yere,
Secde et sadece Yaradan’a.
Unutma;
Bir milletin geleceği
Yalnız savaşla değil,
Adaletle korunur.
Kılıcın keskin,
Sözün berrak olsun.
Hakikat yansa bile
Onu susarak değil,
Yaşayarak savun.
Karanlık çağların içinden
Nasıl çıktıysa Oğuz’un evlatları
Sen de öyle yürü;
Sessiz ama iz bırakır gibi,
Mazlumun duasını kalkan eyle.
Tarihi ezberleme;
Ruhunu taşı.
Bir nesli uyandırmak
Uykuda olmayan bir yüreğin işidir.
Unutulmuş sancaklar
Rüzgâr beklemez,
Onları kaldıran
Bir yürek, bir dua, bir idealdir.
Ve sen,
Kimin soyundan geldiğinden önce
Hangi ruhla yürüdüğünü bil.
Kut, damarda değil,
Kararda gizlidir.
Göklerden gelen o ses
Bugün de yankılanır:
Ey yeryüzü nöbetçisi,
Bozkurtlar ölmez,
Sadece çağ bekler.
Tarihini kanla yazanlara rağmen
Sen, Gökbörü;
Kur otağını,
Göğü çadır eylediğin tüm cihana.
Fatih’in izinde yetiştir
Alperen bakışlı her bir cihangiri
Abdülhamid Han’ın rüyasında yaşat
Yüreğinde doğum sancısı taşıyan
Kut’a kilitli,
Çağ kapatan, çağ açtıran Börüleri.
HABİB YILDIRIM / BÂİN-İ ADLÎ / LARDES SYMPRA
(5 Temmuz 2025)