0
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
170
Okunma
Kasımda Aysel
Gökyüzü solmuş, sis yığılmış kıyıya,
Düğümlenmiş rüzgâr, tutunmuş bir aralığa.
Kırık bir pusulayım, yön yok, menzil de yok...
Zaman donmuş sanki, kilit vurmuş yarına.
Martılar uçmaz, küskün göğe darılır;
Ufuk, yırtılmış bir mektubun yarasıdır.
Yaprak döker mevsim, yavaşça sinesine;
Karanlık siner gözümün ak çizgisine.
Kasım ağır düşer, aşkınla her gece,
Bir gül dökülür, kokar dünya sessizce.
Kasımpatı gibi, hem narin hem ince...
Aysel... kaderime yazılmış son hece...
İçimde kıvranır yorgun bir çağrı var;
Bir umut, bir kıvılcım, yıkıntıdan sızar.
Aysel adı geçince açılır içimde bir yer,
Bir tebessüm yeşerir, karanlık diner.
Hayalin geçer geceden, duman gibi...
Bir şiirdir bakışında: ağır ve safi.
Aysel, bir şarkıdır sessiz bestelerimde;
Kırık lambalarda titreyen efsunlu gölgede.
Kasım ağır düşer, aşkınla her gece,
Bir gül dökülür, kokar dünya sessizce.
Kasımpatı gibi, hem narin hem ince...
Aysel... Kaderime yazılmış son hece.
Onunla başlar donmuş bir gönlün uyanışı;
Kışta bile duyar toprak bu eşsiz haykırışı.
Sustuğum her sözde gizli kalmış yakarış:
Aysel... dualarımda saklı ebedi bir inanış.
Gün olur, dağılırsa bu sis, bu perde...
Güneş gelse bile aydınlanmaz bu gözde.
En parlak yıldızdır karanlıklarla beliren:
Aysel... yüreğimin son bestesidir, ezelden.
Kasım ağır düşer, aşkınla her gece,
Bir gül dökülür, kokar dünya sessizce.
Kasımpatı gibi, hem narin hem ince...
Aysel... kaderime yazılmış son hece.
5.0
100% (3)