0
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
122
Okunma
Bakın… değiştim.
Ne sizin kalıplarınıza sığan biriyim,
Ne de kendimi arayan o eski çocuk kaldım içimde.
Kim olduğumu bilmiyorum artık…
Ama bir şeyi çok iyi biliyorum:
Sizin istediğiniz gibi biri olmak,
Demekmiş;
Yapılan iyiliklere gözünü kapatmak,
Ve…
İlk darbeyi,
En çok sevene indirmekmiş.
O kişi…
Beni candan, kanından bilendi.
Bana şüpheyle bakmayı aklına getirmeyen,
Adımı ağzına incitmeden alan,
Ve ben —
İşte onu,
Yolda bırakan, çelme takan,
İftiralara sürükleyen olmuşum.
Kendinden bile şüpheye düşürecek kadar…
Bir insanı,
O masum gözlerinden, o saf bakışlarından,
Umutlarından etmişim.
Ama kızmıyorum artık size.
Sitem etmekten vazgeçtim…
Aksine,
Teşekkür ederim.
Çünkü ben bu acıyı,
Daha on iki yaşımda tattım.
Bir baba düşünün,
İki hayat kadını için
Annemi, iki kardeşimi,
Ve beni geride bırakmıştı…
Tercih edilmişliğin soğuk yüzünü
Ben o gün öğrenmiştim zaten.
Dediler ki,
“Sen çok güveniyorsun…”
“Küçüklüğünde hiç sevilmediğin için,
Bir damla sevgiyi bile elmas sanıyorsun.”
Kimi de,
Hiç tanımadan,
“Platonik âşıksın” diye ahkâm kesti.
Peki şimdi ben ne diyorum size?
Artık aramızda;
Ne bir vefa borcu kaldı,
Ne bir saygı,
Ne de güven…
O 15 Mayıs akşamı bir daha yaşanır mı bilmem,
Ama bu kez işler
Bu kadar ileri gitmez,
Gitmemeli…
Ve yine de…
Teşekkür ederim.
Bana öğrettiniz ki:
İnsan… kendine bile güvenmemeli bazen.
Siz,
Yalanlarınızla,
Olmayan hastalıklarınızla,
Çıngıraklı yılan dostluklarınızla,
Ahlâkı dilden düşürüp
Ruhu çürütürken…
Sizleri,
Aynı batık gemide
Kendi denizinizde boğulmanız dileğiyle
Uğurluyorum.
Selâmetle
5.0
100% (1)