1
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
386
Okunma

Bir gün, bu dünyadan sessizce göçersem,
Mezarımın başucuna sümbüller, nergisler, lavantalar dikin.
Solmaları üzmesin sizi,
Zaten ben de ömrümce hiç açamadım;
Tüm özlemlerimi hasretle içime sakladım.
Bir gün, ansızın aranızdan gidersem,
“Çok sustu,” deyin…
“Acılarını hep yüreğine gizledi,
Kimseyi kırmamak için kendini tüketti.
Gülerken bile gözleri hüzünle doluydu,” deyin…
Gerçekleşmeyen düşler yorganım olsun.
Hayallerimi örtün üzerime,
Yanı başıma özlemlerimi koyun,
Bir kenara da yaşayamadığım çocukluğumu…
Ağlamaktan yorulmuş gözlerimide unutmayın onlarıda gömün.
Sorarlarsa nasıl biriydi;
“Ne doya doya yaşadı , ne de kahkahalarla gülebildi ,” deyin.
Ve bilin ki,
Bir tek dileğim vardı bu dünyada:
Annemin yanına gömün, gurbet ellerde bırakmayın beni.
Burada toprak yabancı, taş suskun, rüzgâr soğuk .
Oysa annemin yanı sıcacıktır ve huzurludur.
Demiştim ya mezarımı çiçeklerle donatın,
Sadece menekşeler değil,
Rengârenk olsun…
Sümbüller, nergisler, lavantalar, kasımpatılar
Papatyalar…
Ben gülmeyi beceremedim ama
Belki benim yerime çiçekler güler.
Ben gülmeyi beceremedim ama
Belki benim yerime onlar güler.
5.0
100% (10)