0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
70
Okunma
Öfkesiz çıktım yola,
Adını bile unuttum bavulda.
Bir zamanlar içimi kaplayan sevdanı,
Şimdi toprakla karışmış, sessiz bir hatıra gibi bıraktım.
Gecenin koynunda kirpiklerim kayboldu,
Yarımca’daydım, ama her anımda yarım kaldım.
Bihaber değildim gidişinden,
Ama senin gidişinin, içimdeki boşlukla harmanlandığı o anı yazacak kadar yorgundum.
Sen, denizin derinliklerinde bensizliğini ararken,
Ben, suskunluğumun içinde sensizliğimi haykırıyordum.
Bir adımda sen vardın, diğer adımda bir boşluk,
Dilimde sevdan, kalbimde hüsran; bu iki dünya birbirinden uzak,
Ama aynı bedende, aynı zaman diliminde var oldular.
Böğürtlen dalları uzanmazdı,
Ne mutluluk vardı orada ne de huzur,
Ama acı, her dikenin ardında gizlenmişti,
Ve o acıyı koparacak cesaret,
Sadece sana uzanmak isteyen ellerimle vardı.
Yolları aştım, her yol bir yabancıydı,
Geride kalan hatıralar mıydı beni yavaşça tüketen,
Yoksa hatıraların mı peşinden sürüklediği bu yol,
Bilmiyorum… ve bildiğim her şey şimdi bir yalan gibi geliyor.
Hep bir bildiğin vardı,
Ama dün gece, o bildiklerinin hepsine şüpheyle baktım.
Susuyorum, suskunluğumda kaybolan,
Bir acı var, bir sessizlik… bir de ben,
Ve belki de bu suskunluk, son nefesimdir.
Hatta nefesimde kaybettiklerimdir,
Kazandıklarımın farkında olmadan
Ya Resullalah ,bu suskunlukta ne gizli,
Bir yolda kaybolan aşk,
Bir ömrü yakan sevda…
Ve ben, her adımda biraz daha kayboluyorum,
Kayboldukça seni buluyorum
yitirdiklerim ve geride bıraktıklarım fani
Susarak, yarimi , beni, dünyayı…
Geride sadece , kalan sadece...
Allah a olan Aşk.