3
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
216
Okunma

ANNEM DERDİ Kİ
Aaaah sevdiğim,
annem derdi ki’lerle başladığın hiçbir öyküyü ne bana yaşattın,
ne de uyum sağladın!
Ya ütopik hülyalara daldın,
ya da,
hep sığ kaldın.
Özü,
sözü bir olunmayacak ne vardı?
Bir türlü anlayamadım!
Değer miydi geçirilen onca sıkıntılı zamanın ardından yaşanan birlikteliğe böylesi bir ket vurmak?
Şimdi ör örebildiğin kadar duvarları.
Hangi yana dönsen sur,
hangi yana dönsen bir tuğlan daha var!
Boşver bir tenin sıcaklığını hissetmeyi.
Boşver uzatılan eli kavramayı.
Boşver bir omuza yaslanmayı!
Etrafına ördüğün surlar yükseldikçe,
hatırlarsın annenin söylediklerini.
Kim bilir belki bir gün,
başını bir omuza yaslamak istersin.
Belki okşanmak,
belki de sarılıp ben hata ettim.
Affet demeyi özlersin.
İşte o zaman;
“Hep derdi ki’leri” birer birer alırsın ayaklar altına,
basamak,
basamak tırmanırsın yukarı.
Belki hiç yorulmadan tırmanırsın surları.
Ama geç kalınmış derdi ki lerle geçemezsin sınırları!
Her sınır bir protokole,
her protokol bir antlaşmaya,
her antlaşma taraflar arasında karşılıklı çıkarı,
menfaati eşit bir şekilde gözetmektedir.
“Derdi ki’ler” hükmünü yitirdi.
Sözleşme tarihi sona erdi.
Sınır antlaşmaları yeni hükümlerle günümüz şartlarına uyarlandı.
Benim annem de hep derdi ki;
“Anlaşmazlıklarda hep çözümleyici ol.
Hep bağışlayıcı,
affedici ol."
Çünkü af büyükten dilenir.
Büyük ise Tanrı’dır.
Yaptığın hatalardan dolayı af dile,
yapılan hataları affederek büyüklük göster.
Başaramıyorsan,
acı çektirmeden,
tek seferde öldür bari...
Efkan ÖTGÜN
5.0
100% (4)