0
Yorum
7
Beğeni
0,0
Puan
230
Okunma

bugün ben,
daldırıp parmaklarımı
sularına
inciler topluyorum
pembe..
kekeme sesler
düşerken alt dudağından,
duvar ve ayna,
el ve ayak,
düş ve ayet yordamıyla
yürüyorum derinlerine..
bir elma gibi
kokuyor avuç içlerin
ve iyot kokusu
sinmiş gerdanına..
mavi’den söz ediyor
şimdi dokunuşların ki
bunun anlamı ne?
bunun tarih
kitaplarında yeri yok
kuşatılmamış
bir yer yok artık
vücudunda ki
sığınağına kaçıyoruz
birbirimizin..
bir işaret koy buraya!.
omuzumdan sırtıma
doğru akıyor terim..
çek kokularımı içine
ve dizlerimi kanatan
sarmaşıklarını,
çözüp saçlarını
gamzelerindeki kuyuya
düşmek,
dibine kadar/duvar..
bugün ben,
bir suç işlemek
istiyorum..
bir hata!.
kaybedilmiş bir ihtimal,
bir pişmanlık..
seni/
seni diyorum
seni diliyorum
seni istiyorum
sadece seni
serseri/m.
soluğum
hırıltılı ve dengesiz
bir telaş içinde nabzım..
çünkü inan,
etin ete dokunmasıdır
ve içinde olmasıdır..
eller
-in
eller
-im.....
(…)