0
Yorum
11
Beğeni
0,0
Puan
105
Okunma

ve bil ki
sevgili,
bozuk ezberli
bir hikaye gibi
gelebilirim sana
kendi külünden
yeniden doğmayı
bekleyen bir anka
ya da sana
saçma sapan/
darma dağınık
traş olmayan yüzüme
dökülen sensiz
bir kaç telim gibi
giyinik veya çıplak
kalabalıkların içinde
yalnız
ve yalnız
ışıkların aydınlığında
bir anons sesiyle
ya da bana dokunmayı
öğreneceğin
o çıkmaz sokakta
sana darma dağınık
gelebilirim
ben bunu/
gerçekten sadece
bunu yapabilirim
asla öldürebileceğim
bir anı veya düş olmaz ki
önce sen gel dokun bana
sonra bak ve otur
kimsesiz/sahipsiz
omuzlarna vursun
ışığın kırılganlığı
ve sal üzerime
korkularını/kokularını
sonra çık git
sesi kısık/kapı sesiyle
ve sevgili;
’kendi bedeline
yenik düşmüş/
kısır bir nedenin
sonucuyum’
karmaşık gelmiş
olabilirim lakin
senin ruhuna
en yakın olan bendim
birazda benzeyen sana
bu yüzdendi belkide
yüreğinde anlaşılabilir
olma isteği
beni anlayamadığın için
evet üzgünüm bende
bir kapı eşiğinde
kalakaldığım yerde
olduğum için üzgünüm ki
yer değiştiriyor
gerçeklerimiz
fiziksel bir aykırılık var
işte bu yüzden kayıyor toprak
bu yüzden hissetmiyorum
yer çekimini
ve derinlerimde
bir karadelik/
boşluk/acı
dönüyor başım/
tekrar tekrar dönüyor
yazdığım şiire
gözlerim dokunuyor
gözlerimin içi ağrıyor
kapamalıyım ışığı/
seni ve gözlerimi ki
bir hikaye mi dilemiştin?
buradayım ve hala
kısılmış bir kapı sesinde
bedenimde senin
kokundan fazlası var
hissediyorum
bir b-aşka kokuyorum kendime
kendi bedenime kendi etimle
buradayım o masanın önünde
kahve fincanında
külü kırılmış
bir dumanın kirpik
ucunda...
gölgeni diktiğim
yüreğimin çıkmaz
sokaklarında
saksısı hüzünlü
saklambaçlarda
gizliyorum
yüzünü/yüzüm gibi..
kopardığın çiçekler
bir bahçe bulur diye
saçlarında,
söndürüyorum
yüreğimdeki hasreti..
yüreğimden deniz
geçiyor..
rüyalarına kapatırken
g/özlerimi
harfler sözcüklere
sözcükler kelimelere
dönüşüyor
sen biraz bana
birazda mevsime
benziyorsun ki
seninleyken zamanlar
aklını yitirmiş
bir serçe telaşıyla
akıp gidiyor
kalakalıyorum
kanıyorum
bekliyorum
biliyor/um
ve ben ki sevgili;
sana hazırlıyorum
kendimi
derin maviliğin
içindeki balık gibi
off düşüyorum
inan bildiğin gibi değil
d/üşüyorum
maviden/siyaha
terle kaplı avuç içlerimden
avuç içlerinin ıslağına
boş verip sakinliğini
denizin
göbeğinin ortasından
dalmak istiyorum ki
çılgınca şeyler düş/ünüyorum
çayı döküldü bardağımın
ıslak demiştim değil mi?
(...)