0
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
219
Okunma

O gözler ki
Asırlık mihrabımdır;
Bir bakışıyla ruhumu secdeye eğdiren
Ve beni, ram olduğum yalnızlıktan rücu ettiren.
Bilmezsin sevgili;
Bir ömrü adak etmiş yorgun gönlümü,
Her gece kıbleye yatırıp
Sensizliğe bir kefen daha biçtiğimi...
Haberin var mı?
Her susuşum,
Bir günahın tövbesi gibi yanık;
Bir kulun mahşerdeki mahcubiyeti kadar derin artık.
Gel artık sevgili!
Hasretin, sabrın bendini çoktan yıktı.
Hangi kör kuyu saklar seni şimdi?
Hangi zamanın boşluğunda kaldı suretin?
Ne sesin var artık ne iz’in,
Ne de bir yön bıraktın yitene…
Gel!
Göğsümün gergefine ilmek ilmek işlediğim
Bu eksiklik,
Bir mezar değilse nedir?
Kursağımda düğümlenen şey,
Bir heves değilse nedir bu yanıklık?
5.0
100% (3)