2
Yorum
14
Beğeni
5,0
Puan
261
Okunma

Öyle girift bir denklem ki, içindeyiz;
Ne harf yerli yerinde,
Ne anlam tamam.
Konuşmak: bir suçun ilanı,
Susmak: sinsi bir inkâr.
Her kelime, mîzanda tartılır;
Semânın adaletinde saklı bir terazide.
Ve biz,
Her sözde biraz daha eksilir,
Her sessizlikte biraz daha ağırlaşırız.
Dile vurulan gem artık bir melce değil;
Zira bu topraklarda,
Haksızlığa susmak,
Şeytân-ı ahraz olmakla eş tutulur.
Sükûnet, bir zamanlar huzurun eşiğiyken,
Şimdi, inancı kanatan paslı bir hançere dönüştü.
Nereye dönsek,
Zaman, sırtındaki yükle dikili bir taş misali karşımızda.
Her sokak,
Unutulmuş bir hikâyenin izlerini fısıldarken,
Ayaklarımız, hatıraların mezar taşlarına takılır.
Ve şimdi,
Bir yol ayrımında değil,
Bir çıkmazın tam orta yerindeyiz.
Ne geçmişe dönecek kadar hafif yükümüz var,
Ne de yarına yürüyecek kadar cesaretli adımlarımız.
5.0
100% (4)