0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
316
Okunma

Bir şehir vardı, adı yok şimdi,
Gökten taş yağdı, yer yarıldı sanki.
Kadın unuttu kadınlığını,
Erkeklik silindi kalpten, bakıştan, dilden.
Fıtratla oynayan eller,
Sonra yıkıldı evler, çöktü bedenler...
Bir peygamber vardı orada,
Lût’tu adı, tek başına bir ordu gibi.
“Ey kavmim!” diye haykırdı gecelerce,
Ama duymazdı kulaklar;
Sapkınlık alkışlanırken
Hakkı söylemek suç sayıldı artık...
Melekler geldi gizlice,
Lût tasalandı: “Bu kavim… Artık kurtulmaz!”
Ve Allah buyurdu:
“Sen ve inananlar çıkın, arkana bakma sakın!”
İşte o an başladı çöküş,
Azgınlığın sonu toprağa kazındı.
Ve şimdi biz...
Yeni bir Sodom’un gölgesindeyiz belki,
Ekranlardan akıyor çamur gibi fuhuş,
Küçücük yürekler kirleniyor renksiz bayraklarla.
Annelik sessiz, babalık bitkin,
Çocuklar ise hedefte: cinsiyetsiz, köksüz, kimliksiz!
Ne bir Lût var ortada,
Ne de bir nida yükseliyor göğe.
Sustum diyen sustu,
İnandım diyen bile razı bu düzene.
Azap mı bekliyor şimdi bizi de?
Kalmadı mı ibret alan, düşünen, direnen?
O hâlde kalk!
Bir yürek ol hakikate,
Bir ses ol iffete,
Bir kale ol fıtrata,
Ve unutma:
Lût’un kavmi tarihte kaldı,
Ama Lût’un mücadelesi hâlâ hayatta!
Erol Kekeç/03.01.2025/Sancaktepe/İST
Not:OKşan sevicilerin akıbetine dönük bir şiir....
5.0
100% (1)