1
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
140
Okunma
Bugün sevgi dolu mektuplarını yakıyorum bir bir,
Satırların üstünde güneş gibi gülümsedi gül yüzün.
Tutamadığım gözyaşlarım damladı toprağa,
Yüreğim öyle bir sızladı ki, kendimden geçtim yar,
Sanki bütün gökyüzünü getirip üzerime bıraktılar.
Sağımda anılar, solumda bitmeyen acılarla
Yürümeye başladım, hedefi olmayan kör bir kurşun gibi.
Dizlerim titriyor, gözlerim kararıyor, boğuluyorum,
Yamaçlara sinmiş sonbaharın bıraktığı kırıntılar
Esen rüzgârla içimi titretiyor, yol vermiyor dağlar.
Gecelere mahkûm oldu garip gönlüm senden sonra,
Soldu sevda bahçesinde açan güller, kurudu dallarım.
Sensiz anlamını kaybetti dökülen mısralarım,
Uçurum gözlerinden düşerdim saplanırcasına derinlere,
Tutardım ellerini, bir bebeğin anneye hasreti gibi.
Gün ağırıyor yine, anılar bekliyor sokak köşelerinde,
Adımlarım öyle ağırlaştı ki, gitmek istemiyor yanından.
Gece çok soğuktu, üşüdün mü? Toprağı çekmişsin üstüne.
Yastığın buz gibi olmuş… Neden ismini kazıdın buraya?
Dargın mıyız gülüm? Neden cevap vermiyorsun, konuşsana.
Anlaşıldı… Sen sevgililer gününü unuttum sandın değil mi?
Unutmadım… En sevdiğin elbiseyi aldım ama rengi siyahtı.
Sen neden böyle beyazlara büründün, hiç yakışmamış sana.
Ağlıyor musun? Ne oldu, kötü bir şey mi söyledim, kırdım mı seni?
Nereye gidiyorsun? Dur… Lütfen gitme, bırakma ellerimi, bırakma.
Her sabah hayalinle uyanıyorum, dünden farksız bugünüme.
Göz pınarlarım kurudu artık, dökecek tek damla kalmadı.
Resmini astım odamın duvarına, bakınca iç çekiyor yüreğim.
Aşkını kazıdım kalbimin sevda kıyılarına, kimse silemez.
Ömrümün son nefesini de yanında vereceğim… Bırakmam seni.
5.0
100% (1)