0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
82
Okunma
Garip bir semtin iki delikanlısı var; biri Sinan, biri Erkan.
Biz sevgiyi kalbimize, mertliği yüreğimize yazmışız.
Üç günlük sevdalardan anlamaz bu serseri gönlümüz.
Bir roman yazılmış kaderimize, prangalar vurulmuş ömrümüze.
Şu yalan dünyada sevmek, bize harammış be kanka.
Sevgi dediler, sevmedik mi?
Dert üstüne dert ekmedik mi?
Unut dediler, silmedik mi?
Uğruna canımızı sermedik mi?
Bu hayat bizim gururumuzla neden oynadı be kanka?
Bir kalpte iki can gibi yaşardık biz onunla.
Şu yalan dünyada sevmeye hakkımız yok muydu be kanka?
Sahillerde yürürdük, el ele, nisan yağmurlarında.
Hüzünlü bulutlar yaşlar döküyor şimdi umutlarıma.
Melekler yas tutuyor, inmişler gökyüzünden semalara.
Beyaz bir gelinlik giymiş, gidiyor şimdi kara toprağa.
Şu yalan dünyada yaşamaya hakkımız yok muydu be kanka?
Parayla satılıyor insanlığın değeri, pazara düşmüş.
Kula kulluk yapılıyor, insanlıklar körermiş, bitmiş.
Benlikler kaybolmuş, bir kaos yaşanıyor sevda yerine.
Bizim sevgi dediğimize, şimdi manita diyorlar be kanka.
Gerçekler sus pus olmuş, yalanlar kol geziyor ortalıkta.
Kelimeler anlamsız kalıyor yeni gençlik çağlarında.
Duygular oyuncak olmuş, yap boz misali kurulup yıkılıyor.
Eskiden sigarayı saklardık, bir büyüğümüzü görünce.
Şimdi içtikleri alkolle övünüp koşuyorlar kız peşinde.
Biz mi bilmedik yaşamayı, yoksa bize mi yanlış anlatıldı kanka?
Durduramıyorum zamanı, akıp gidiyor gözlerimin önünden.
Sessiz çığlıklar boğuyor düşlerimi, sebepsiz bir sıkıntı.
Yüreğimde deli bir fırtına kopuyor, kararıyor dünyam.
Meçhullere yol almak, kaybolmak geliyor içimden.
Şimdi sen söyle, hadi, yaşanması gereken hayat bu mu kanka?
Erkan ŞEREMET