0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
90
Okunma
Her yıl iki defa geliyorsun başucuma,
Ve her defasında gözyaşı var yanaklarında.
“Beni affedebilecek misin?” diye sitem ediyorsun,
Sonra yine ardını dönüp, çekip gidiyorsun.
Vicdanın mı sızlıyor, yoksa gerçekten sevdin mi?..
Liseyi bitirmiş, üniversitede bölüm seçiyorduk.
Sen doktor olmayı istiyordun, ben ise polis.
“Gün gelip yaşlanınca ben bakarım sana” diyordun.
Zaman ne de çabuk geçti... Okullar bitti.
Sen doktor oldun, ben umut dolu bir polis...
O kadar heyecanlı ve mutluydun ki, gözlerin gülüyordu,
İçin içine sığmıyordu mezuniyet töreninde.
Anne ve babanın gurur dolu eseriydin artık,
Benimse onurum, yaşam kaynağım, biricik sevdamdın.
Nereden bilecektim, kötü günlerin yeni başladığını?..
Her gün geç geliyor, hep bir bahane buluyordun.
Farkında mıydın bilmiyorum ama, sen benden kopuyordun.
Birkaç zaman sonra artık hiç aramaz, sormaz oldun.
Sabah uyandığımda gökyüzü kararmış, yağmur yüklüydü.
Yüreğimde bir sıkıntı vardı... O gün tayinim çıkmıştı.
Sana veda için gelmiştim...
Evinize vardığımda “nişanı var” dediler.
Öylesine yıkıldı ki dünyam... Yüzünü bile görmek istemedim.
Giderken bir kez olsun bakmadım geriye.
Sadece bu gerçekleri yazdım, hüzünlü satırların kalbine.
Gidiyorum, güzel bakışlım... Seni sevdiğim için özür dilerim.
Bir cuma akşamıydı, zorlu bir göreve gidiyorduk.
“Yanınıza en değerli eşyalarınızı alın,” diye emir geldi.
Arkadaşlar çelik yeleklerini, yedek kurşunlarını aldılar.
Ben ise... senin aldığın, “Seni seviyorum” yazılı künyeyi.
Resminle vedalaşırken bir sızı hissettim bağrımda...
Yürümeye başladım, elim tetikte, karanlık bir şehirde.
Bir an, annem seslendi: “Oğlum!” diye dönüp baktım.
Ve o anda... bir acı saplandı kalbimin tam ortasına.
Gözyaşlarıyla karıştı sessizlik, ezan ve sela sesleriyle...
Kendine iyi bak, güzel gözlüm...
Seni sevdiğim için özür dilerim.
Erkan ŞEREMET