SAHİPSİZ MEKTUPLAR

Bilinmeyen, bu ruhun derinliklerindeki fırtınayı, kavuşulmamış bir özlemin yakıcılığını asla kavrayamaz. Gözlerim seni hiç görmedi, ellerim ellerine değmedi; lakin ruhum, senin ruhunun ezelden yoldaşı gibi, sanki zamanın ötesinden gelen görünmez bir bağla bağlı. Sen bir hayal misin, zihnimin rengarenk gökkuşağı yoksa kalbimin en derinlerinde saklı duran yegâne gerçek mi, bilemiyorum. Bildiğim tek şey var: Sensiz geçen her saniye, ömrümün hoş sevgi dolu sayfaları kimi zaman sitemler tıpkı rengarenk gökkuşağı gibi anlar.

Her yeni gün doğarken, adın dudaklarımda içten ve sessiz bir dua gibi fısıldanır. Günün telaşı ve gürültüsü içinde bile, senin hayalin en huzurlu limanım, sığındığım güvenli hayallerim olur daima. Gecenin dingin atmosferinde, yüzünün en belirgin hatları rüyalarımda canlanır; sanki yıldızların ışıltısıyla örülmüş, zamansız bir tablo gibi. İçime yayılan bu tarifsiz sıcaklık, zamanın sınırlarını aşarak ebediyete doğru usulca bir yolculuğa çıkar.

Sesinin o eşsiz melodisini hiç işitmedim, kahkahalarının neşeli tınısını görmedim. Ancak varlığın, içimde umut dolu bir tohum gibi yeşerdi, derinlere doğru sağlam kökler saldı. Belki bir gün bu gizemli perde aralanır, bu bilinmezliğin sırrı çözülür, kim bilir? O güne dek bu sevda, kalbimin en gizli bölmesinde saklı duran, herkesten kıymetli bir mücevher gibi parıldayacak.

Dokunmadım o sıcaklığına, teninin kokusunu içime çekerek huzur bulmadım. Ama hayalinle ördüm en sağlam duvarları, en sıcak güneş gibi düşlerken, her bir tuğlasına sevgimi ve özlemimi işleyerek. Gözlerin hangi rengin en derin anlamını taşıyor, hangi duyguların en güzel yansımasıdır, bu benim için henüz keşfedilmemiş bir sır. Lakin içimden yükselen güçlü bir ses fısıldar: "O benim kaderim, ruhumun diğer yarısı, bu hayatta vazgeçemeyeceğim tek varlık." Yaşamaya dair hayallerim...

Bu sevda, ne garip, ne anlaşılmaz bir muamma. Ne bilinen bir adresi var, ne de görünen bir sahibi bu dünyada. Sadece en derinlerde hissedilir, en gizli anlarda yaşanır, ömrün her çizgisine derinden kazınır. Belki de böylesi daha kutsal, daha dokunulmaz, tüm dünyevi sevgi tanımlarının ötesinde, eşsiz bir bağdır bu. Hayalimdeki sevgili, bu sahipsiz mektupların her bir satırında yaşayan, kalbimin en büyük, en tutkulu sevdasısın. Bu içten gelen tutku, adresi bilinmeyen bir mektup gibi, her kelimesinde seni yazar seni hayal eden bir feryat. Ve bu aşk, hiç kavuşmamış iki ruhun, evrenin sonsuzluğuna yazılmış en dokunaklı, en unutulmaz şiiri, ey canımın canı.

Sahipsiz Bir hayali sevgili şiiri

Bilmeyen ne bilsin bu ruhun hayallerini
Göz görmedi, ten değmedi, aşkın en derin halini.

Ey hayal, ey sır, kalbimin en gizli misafiri,
Sensiz geçen her an, ömrümün eksik bir nefesi.

Her şafak, adının sessiz bir şarkısı dudaklarımda,
Günün gürültüsünde hayalin, ruhuma en sakin ada.

Gecenin koynunda yüzün belirir rüyalarımda,
Zamanın ötesinden gelen, ebedi bir veda gibi.

Sesinin tınısını duymadım, gülüşünün ışıltısını görmedim,
Ama varlığın içimde bir umut çiçeği, usulca yeşerir her mısrada.

Belki bir gün bu perde kalkar, bu sır perdesi aralanır,
O güne dek bu sevda, kalbimin en nadide cevheri.

Dokunmadım sıcaklığına, kokunu içime çekmedim,
Hayalinle ördüm bir sevgiyle, özlemle ilmek ilmek.

Gözlerin hangi rengin en derin manası, bilmem,
Ama içimden bir ses fısıldar: " benim senim sen benim ezelim, ebedim."

Bu aşk, adresi meçhul bir mektup, yollara düşmemiş,
Sadece hissedilir derinde, en gizli anlarda bir nefes.

Belki de böylesi daha kutsal, dokunulmaz bir efsane,
Hayalimdeki sevgili, ruhumun en derininde bir şiir.

Ey hiç görmediğim, ama her an içimde yaşayan,
Bu tutku, kelimelere sığmaz bir umman, sonsuza uzayan.

Ve bu aşk, iki ayrı dünyada yeşeren, kavuşmamış iki ruhun,
Evrenin sessizliğine yazdığı, en dokunaklı şiir, ey canımın canı.
Baki selam öz göğüm gönül yarım.

Saliha İNAN
.../../25