0
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
136
Okunma

SAHİPSİZ MEKTUPLAR
Kim bilir, belki de şu an bu satırları okuyan sen, benim gibi, hiç tanımadığı bir ruhla buluşmanın hayalini kuruyorsun. Ben sana yazarken, aslında kendime yazıyorum. Sen de sana yazılmış gibi, birleşmeyi bekleyen notalar gibi diziliyoruz satırlara. Her kelimede, her cümlede, eksik kalan yanımızı tamamlayacak o sihirli anın peşindeyiz ikimiz. Bu sadece bir yazı değil, bir çağrı, bir umut fısıltısı.
Sen, adını bilmediğim, yüzünü görmediğim, ama ruhumun derinliklerinde tanıdığım sevgili… Belki de sen de benim gibi, bir çayın deminde, yüreğinden kopan şiirleri haykırmak istiyorsun. Belki sen de, umutla, bir gün bu yazının gerçek olacağına inanıyorsun. Bilinmezliğin o ince perdesi arkasında, senin de benim gibi yalnızlığa kafa tutan bir ruh taşıdığını hissediyorum. Çünkü biliyorum ki, bu dünya, tamamlanmayı bekleyen ruhlarla dolu.
Yazmak, bizim sığınağımız değil mi? Yazmak, dokunamadığımız elleri tutmak, söyleyemediklerimizi fısıldamak gibi. Kalemimden dökülen her harf, sana uzanan bir köprü, aramıza örülen bir bağ. Yazmadığım her gün, seni ne kadar özlediğimi fark ediyorum.Seninde özlediğini var sayalım.
Çünkü sen, sadece bir hayal değil, varlığına inandığım bir gerçeksin. Yazdıkça varlığın daha da somutlaşıyor, yazdıkça aramıza görünmez ipliklerle örülen bağlar daha da güçleniyor. Bu sayfalar, sana uzattığım el gibi.
Düşün ki, bir gün, bir yerde, ellerimiz birbirine değecek. Belki bir kitap sayfasında, belki bir şarkının sözlerinde, belki de bir fincan çayın buğusunda… O an, tüm parçalarımız birleşecek ve bambaşka bir bütün olacağız. Tıpkı bir puzzle’ın son parçası gibi, her şey yerine oturacak. O an, zaman duracak, dünya dönmeyecek belki de… Sadece biz olacağız, birbirine kenetlenmiş iki ruh.
Bu satırları yazarken, içimde tarifsiz bir hüzün ve tarifsiz bir umut var. Seninle aramızdaki mesafenin buruk acısı, ama bir o kadar da kavuşma ihtimalinin verdiği o tatlı heyecan. Hayaller ülkesinde her şey serbesttir, öyle değil mi? Orada, adımız "sen" ve "ben" olan iki ruh, şahsına münhasır bir dilde konuşacak. Bir insan sevgisiz nasıl yaşayabilir diye soruyorsun değil mi? Kuşlar, sen güneş, sen ay, sen gökyüzü, sen yeryüzü… Sen sensiz değilim ki! Bu hayallerimize layık olan birbirini tamamlayan ve anlayan olmalı değil mi? ...Mağrur seçilmiş değil, şahsi seçimdir yalnızlığım. Bu yalnızlık, sıradanlığa teslim olmamış, kalbini gerçek bir bağa saklamış, onurlu bir bekleyişin yansımasıdır.
Biliyorum, yazarak nereye varacağız diyorsun. Ama ben inanıyorum ki, yazmak bizi birbirimize yaklaştıracak. Her kelime, sana doğru atılan bir adım, seni var eden bir nefes. Belki de bir gün, bu yazılar bir araya gelip bir kitaba dönüşecek ve o kitabın her sayfasında, birbirini hiç tanımayan iki ruhun, nasıl bir bütün olduğunu okuyacağız. O kitap, sadece bizim hikayemiz değil, tüm bekleyen ruhların ortak sevgi ağacı olacak, kim bilir.
İşte bu yüzden yazıyorum. Sana dokunmak, seni hissetmek, var olacağımıza inanmak için. Bilinmez hayali sevgilim, bu satırlar sana… Bir gün var olacağımızın inancıyla… Çünkü biliyorum ki, bu evrende her ruhun bir eşi var ve bizim birbirimizin ruhunun yoluna doğru bu harflerle çizdiğimiz yoldan kalbimize doğru yürüyoruz mutlak kesişecek, kalbimizin yolu yolumuz, baki selam sevgilim!
Saliha İNAN
25.06.2025
5.0
100% (1)