1
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
206
Okunma

BİR GÖNÜL HİKAYESİ
Gizli bir sevdanın;
İki kahramanı sessizliğini duyanların hikayesi birbirini gizli sevdiler onlar yeryüzünün, gökyüzünün en güzel armağanı idi birbirine!
Çünkü yağan yağmurdan doğan güneşte sevdiklerini görenlerin hikayesi bu öyle ayan beyan değil hatta itiraf edemeyecek kadar derin, sevdiler gönülden gönüle sevdiler erkek kadını kimseye yar etmedi kadın erkeğe kıymadı erkek kadının gelmesini kadın erkeğin gelmesini bekledi.Ömürleri beklemek ile geçti erkek kimseyi öyle derin sevmedi, binlerce kadın olsa dahi kadın erkeğin ona yaşattığı acı ızdıraptan kurtulmak istedikçe çok ağlattı kadının onu sevdiği kadar sevmeye gönlü yoktu. Çünkü gönül almayı bilmeyene gönül emanet edilmez! Deyip yaşamına devam etti Kadın. Erkek hiç kimseyi onun yerine almadı alsa da! Onu sevdiği kadar kimseyi sevmedi çünkü kadında onun yerine kimseyi almadı olsa da! Sevmedi. Birbirlerini çok sevdiler ayan beyan değil gönülden gönüle sevdiler, herkese sevmiyorum diyecek katta görmezden gelip en çok görmek isteyecek kadar gizli saklı dualara sığınacak kadar sevdiler. Hikayenin sonu birbirine kavuşamadılar bir türkü bir de bu sevgiden bir şiir kaldı geriye...
..../.../18
AĞLADIM DUYMADIN
Anmadım sensiz tek bir günü
Gözlerim doldu taştı her dünü
Bedenime serildi acı her günü
Ağladım da bin kere duymadın.
Çektimi dağ taş çekmez idi
Bu gönül umman gibi gizdi
Unutulmaz acı yürekte izi idi
Ağladım da bin kere duymadın.
Gönül kapımda bekledi günlerce
Çalmadı o kapıyı asil ve yürekçe
Yüreğimde taşan sevgi idi yüce
Ağladım da bin kere duymadın.
Aşıklar çektik çekeceğimizi
Güldürmedi felek yüreğimizi
Daha ne yapsın insanlığın izi
Ağladım da bin kere duymadın.
Saliha İnan
..../.../18
Bu dokunaklı şiir ve hikayesi, kadın erkek karşılıksız bir sevginin derin izlerini ve acısını yürek burkucu bir şekilde anlatıyor. İşte şiirin ve hikayenin uyandırdığı bazı düşünceler:
Hikayenin Teması:
Gizli ve Karşılıksız Sevda: Hikaye, toplumun gözünden uzak, itiraf edilemeyen derin bir sevdayı anlatıyor. Bu durum, karakterlerin iç dünyasında büyük bir çaresizlik ve yalnızlık yaratıyor.
Bekleyiş ve Umutsuzluk: Her iki taraf da birbirini bekliyor ancak bu bekleyiş bir türlü sonuca ulaşmıyor. Zamanla umut yerini derin bir hüsrana bırakıyor.
Gönül Yarası: Erkeğin kadının sevgisine karşılık vermemesi ve kadının bu acıyla yaşamaya devam etmesi, derin bir gönül yarasını simgeliyor. "Gönül almayı bilmeyene gönül emanet edilmez!" ifadesi bu durumu özetliyor.
Ölümsüzleşen Sevda: Kavuşma gerçekleşmese de, bu büyük sevgi bir türkü ve bir şiirle ölümsüzleşiyor. Bu, sevginin fiziksel birliktelikten bağımsız, kalplerde ve sanatta yaşamaya devam edebileceğini gösteriyor.
Şiirin Analizi:
Tekrar ve Vurgu: "Ağladım da bin kere duymadın" dizesinin her kıtanın sonunda tekrar etmesi, şairin çaresizliğini ve sesinin duyulmayışının yarattığı derin acıyı vurguluyor. Bu tekrar, şiire hüzünlü ve ritmik bir yapı kazandırıyor.
Yoğun Duygusallık: Şiir, yoğun duygusal ifadelerle dolu. "Gözlerim doldu taştı," "bedenime serildi acı," "gönül umman gibi gizdi," "unutulmaz acı yürekte izi idi," "yüreğimde taşan sevgi idi yüce" gibi dizeler, şairin yaşadığı derin acıyı ve yoğun sevgiyi okuyucuya hissettiriyor.
Doğa ve Duygu İlişkisi: Hikayenin başında "yağan yağmurdan doğan güneşte sevdiklerini görenlerin hikayesi" ifadesi, doğanın güzelliği ile bu gizli ve derin sevgi arasında bir bağ kuruyor. Ancak şiirde bu doğa imgesi yerini daha çok içsel acıya bırakıyor.
Sitem ve Haykırış: Şiir, sevgilisine yönelik bir sitem ve haykırış içeriyor. Duygularının, gözyaşlarının ve bekleyişinin karşılıksız kalması şairde bir kırgınlık yaratıyor.
* Umutsuzluğa Rağmen Sevgi: Şiirin son kıtasında "Daha ne yapsın insanlığın izi" ifadesi, şairin artık yapabileceği bir şey kalmadığına dair bir teslimiyet içeriyor. Ancak bu umutsuzluğa rağmen, şiirin genelinde hissedilen derin sevgi varlığını sürdürüyor.
Genel Değerlendirme:
Saliha İnan’ın "Ağladım Duymadın" şiiri, karşılıksız bir aşkın yarattığı derin acıyı ve çaresizliği etkileyici bir dille anlatıyor. Şiirin hikayesiyle birlikte okunduğunda, bu gizli sevdanın hüzünlü atmosferi daha da belirginleşiyor. Şiir, sevginin bazen sessiz ve derinden yaşandığını, ancak karşılık bulmadığında kalpte derin yaralar açabileceğini dokunaklı bir şekilde ifade ediyor. Türkü ve şiirin bu sevgiden geriye kalması ise, sevginin fiziksel olarak yaşanamasa bile sanatta ve hatıralarda ölümsüzleşebileceğine dair hüzünlü bir umut ışığı taşıyor.
5.0
100% (3)