5
Yorum
25
Beğeni
0,0
Puan
309
Okunma

bir ses duyuldu, zamanın içinden,
dipsiz bir kuyunun yankısı gibi,
derin, ağır, anlamı sonradan çözülecek cümleler gibi.
önce bir çift göz baktı,
ardındansa bir el kalktı havaya,
ve hüküm verildi.
bir mühür basıldı kağıda,
siyahın o koyuluğu sindi harflere,
soğuk bir imza atıldı sessizce,
ve herkes inandı, herkes sustu.
herkes kabul etti.
hüküm neydi, adı var mıydı,
bunu kim yazdı, kim duydu,
kim o gerçeği gördü de,
görmeyenlere bildirdi ki
kelamlar döküldü ağızlardan,
herkes kendi doğrusunu çizdi,
bazıları kalın hatlarla,
bazıları ince ince,
ve bazıları,
görünmez mürekkeple yazdı satırlarını.
günler geçti, yıllar büküldü acımasızca zamanın ellerinde,
isimler değişti, mühürler kırıldı,
sözler soldu,
ama duvarlara kazınmıştı bir kere,
birkaç sert kelime,
birkaç keskin suçlama,
birkaç titrek tanıklık.
ve o kelimeler,
o eski cümleler,
yeni ağızlara konuk oldu.
hüküm sahipleri artık değişti,
terazinin kefesi eğildi,
şahitler sustu,
ve bir sabah,
yeniden yazıldı tarih.
bir zamanların hain denileni, şimdi kahraman diye anıldı.
bir zamanların en güçlü olanları, gölgesini aradı duvar diplerinde.
bir zamanlar adalet diyenler vardı artık yoklar.
bir kağıt kesiği gibi usulca değişti çok şey.
elleri ellerinin arasında kaldı.
ve hüküm bittiğinde,
yenisi başladı.
ve yenisi başladığında,
eski kelimeler yeni yüzler buldu kendine.
tarih unuttu.
insan unuttu.
o son unutuşu, o hüküm oldu bu kez.
ama hiçbir hüküm sonsuz olmadı,
olmayacak da.
*
Mehmet Demir
24325