21
Yorum
73
Beğeni
4,8
Puan
1130
Okunma
Anlam yüklediğimiz herkes
İçimizde bir mezar kazdı
Bana aşkı anlatma
Yaşat dediğin yerde
gecenin koynuna çiçekler değil
saçlarından ince ince kar taneleri düşüyor şimdi
Sana su içirirken hayat bulan avuçlarımı
Şimdi anbean ruhumu söken
ölüm üşümüşlüğü sarıyor
yitirdi anlamını
Umudumu diri tutan
pencereme gülümseyen bahçemdeki renkler
güzün sancısında can çekişir
Evimin hüznünü gizleyen sarmaşıklar
Ve benimle birlikte soluyorlar
boynu bükük saksıda ki fesleğenler
Şimdi yaşamak
kederli rüzgarın kalbinde
O yandan bu yana savrulan
Kanatları kırık
bileklerinde kendisinden bile ağır
zarif sızıyı taşıyan
yaralı bir güvercin çaresizliğine benzer
Ah şu gitmelerinin ardında
kirpiklerimin uçurumundan düşen yıldızlar bilir
Yokluğunda
ne sahipsiz şiirler demlendi yüzümde ki çizgilerin bütün karelerinde
Göğün mavisi
Yerin karanlığı arasında ki
Bütün hüzün kuşları içimde toplandı
İsterdim ki bir ışık ol
Güneşini kaybeden gözlerime
Bir nefes ol
Molozları üstüne devirmiş
Üşüyen kalbime
Yorgun gözlerle yolunu g’özleyen
bakışların
artık vursun beni
s’aklanamadığım gözlerinin içresinde
Kayıp lisanımın alfabesi
Göğümün efsunlu penceresi
Ellerinsiz, canı çekiliyor gamzelerimin
Dudak kıvrımlarım bulutlara yüz süren titrek bir ağlamaya esrik
Recmediliyor ağzımdan daha düşmemiş gülüşlerim
Kuruyan dilimin serabı eksik
Güller âma dikenini görmez
Bülbül lâl dalında şakımaz
Bir feryat ki
Dağlar yamacında olan ağıdı işitmez
Sakal uçlarımdan düşe dursun ömrüm
Gıyabında yüreğimde okunan sela ve fatihalar duyulmaz
Leyl suskun
Ay karanlık
durmadan ağlıyor içimde ki çocuk
gittiğin vakit kadranı koptu zamanın
kan çanağı gözlerimin katresinde
gece uykularımı doğrar
şehre bir daha dönmedi
göçmen kuşlar
Göğe savrulan dualar nafile
yağmadı kaldırım taşlarına yağmurlar
Duvar oyuklarında
Kuruyan ağaç dalında
çürüdü genç kızların umutla
çaputlara işledikleri hayalleri dilekleri
Düşmedi ilkindi sıcağında yorgun aşıkların
elleri nasırlı babaların üstüne çınarın gölgesi
umudu tazeleyen kardelenler yeşermedi
Ve bir daha karanlık
Kendisini bekleyen şafağı hiç göremedi
takvim gittiğin günde asılı kaldı
mevsim sen giderken bahardı
bütün kelebekler o gün kanatlarından asıldı
yitirdi bereketini topraklar
buğday başağa durmadı
Kıtlık memeye süt vermedi
Bebekler emzirilmedi
Sanki şah damarı kesildi hayatın
Sokaklarda bir daha
hiç oynayan çocuklar olmadı
Bana aşkı anlatma
Yaşat dediğin yerde
Annem tülbentinden dökülen yaşlara aldırış etmeden
Ömrümün yamalarını dikmeye başladı yeniden
Fırat Yetiş
5.0
95% (20)
1.0
5% (1)