3
Yorum
39
Beğeni
5,0
Puan
952
Okunma
otların sessizliği yaralı bir yürüyüş bıraktı güneşe doğru
ağaca, kuşa ve rüzgâra sirâyet eden
durmanın ve anlamanın gücenikliği
ve ilmi karıncanın
ve eşyanın
ve pervasız bir ıssızın bıraktığı nişanla
birbirine uygun düşmeye denk bu insanın nisyanı
bu kalp ağızlar kalp sözler
bu çerçevesi patlamış duvarlar duvarlar
kendi korkularından hırkalar dikmede usta
maharetinin esiri bu zevâl bu hâkîr ve bu gâfil halk
tanrı tanımaz günlerden tespih yapıyordu
ve ruhumda bir inzivâ yorgunluğu ellerime bakıyordum
dışarıyla aramda çığır açan bir kaygan köprü
bu tabur tabur çiçek açan pencerem
ellerime bakıyordum dayanıklı ve mavi
saatini geometrinin sınırlarına kurmuş
sözün ve suyun ahengiyle dörtnala
koşan ve düşen bütün atlar için bir kurtuluş
ellerime bakıyordum ellerime
ellerim aydınlık bir haberi okşuyordu
ansızın nefes alırken bu büyük bahçe.
5.0
100% (9)