8
Yorum
49
Beğeni
0,0
Puan
427
Okunma
Suskunluk gemisine yelken olmuşuz
Demir almışız yalnızlık limanından
Yarısı kırık dümene geçmiş
Ölü canlardan tayfalar
Miçolar, sahipsiz ruhlardan
Derin mavinin karanlığında bulmuşuz kendimizi
Ne bir gün doğumu dokunmuş yüzümüze
Ne de yetişebilmişiz kızıl gün batımına
Güneş yakmış örselenmiş bedenlerimizi
Dökülmüş can kırıklarımız
Sönmüş bir volkan gibi
Küskün yıldızlardan avuçlarımıza
Denizin tuzu bile unutmuş
Kabuk tutmayan yaralarımızı
Ne bir iz bırakmış,
Ne de bir hatıra
Tükenmiş ömrümüzden mavi dalgalara
Silinmiş ismimiz,
Sarhoş kaptanın yamalı seyir defterinden
Suya yazılmış birer masal gibi hayallerimiz
Kaybolmuş sessizce,
Yırtık bir haritanın solgun çizgilerinden
Şaşmış rotamız, savrulmuşuz fırtınalarla
Ellerimizde kırık kürekler
Batmışız unutulmuş adaların solgun kıyılarında
Siyah beyaz düşlerin müebbet suskunluğu
Hapsolmuş aydınlık koyu karanlığa
Cebimizde geçmişe tutsak bozuk pusula
Her rüzgar bizi fısıldar denizin dilinde
Bükülür zaman, yankılanır sesler
Deniz kuşları taşır hikayemizi ıssız kumsallara
Kayboluruz
Beyaz köpüklü yakamozun büyüsünde
Batar güneş, küser yıldızlar, doğmaz gün
----Ay ninni söyler sabahsız gözlerimize-----
AY PARÇASI / MEHPARE
OCAK 2025 / İSTANBUL