17
Yorum
80
Beğeni
5,0
Puan
1468
Okunma

“Hiçlik, denizin yakamozunda gülümser; insan, kendi yokluğunda kaybolur.”
Siyah saçlarını kumlara bıraktı kadın,
çürüyen zamanın küllerini andırıyordu telleri.
Kafasında binlerce düşünce,
suskundu dudakları boşluğun karanlık mezar taşları gibi.
Ellerinde yıldız tozundan çalınmış hayaller,
donmuştu her biri
kırık bir kehanetin paramparça aynasında.
Avuçladı deniz kabuklarını.
her birine geçmişinden bir isim verdi gülümseyerek
her ismin altında sessiz resmi saklıydı bir intiharın.
Siyah saçlarını suya bıraktı kadın,
her tel bir parçasını feda etti derinliğe.
Dalgalar, ölümü vaftiz eden birer cellat gibi
yaladı yüzünü, köpüğüne kattı gözyaşlarını.
Önce gözleri boğuldu,
sonra yüreği.
Yosunların karanlık parmaklarına saçlarını bıraktığında,
balıklarla dans etmedi siyah saçlı kadın,
çürüyen duaların içinde savruldu yalnızca.
Dalgın, üzgün bakışlarla baktı ufuk çizgisine
sonsuz bir boşluktu gördüğü,
kayboldu
kendi yankısını bile geri göndermeyen bir hiçlikte.
Batan güneşin kızıl çarmıhında
bir kez daha saçlarını denize bıraktı kadın.
Ellerinde mercan değil,
kayıp duygularının sessizliğini tuttu.
Pembe incilerin ışıltısı değildi gözlerinden süzülen
kirpiklerine yapışmış cenaze ışığıydı kararmış yıldızların.
Ve deniz,
sardı kadını sıcak ve ıslak
bir mezar gibi,
sonsuz ve kayıtsız…
Derin mavinin suskun ayininde,
kızıl yakamozda hiçliğin yankısındaki dolunaya gülümseyerek
yalnızca yokluğa dönüştü siyah saçlı kadın.
Saçlarında kum, bedeninde açlık, dudaklarında tek bir isim…….
AY PARÇASI / MEHPARE
EYLÜL 2025 İSTANBUL
5.0
100% (27)