17
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1350
Okunma

yaprakların örttüğü eski sokak
pejmürde bir ben/in
kendine koşması ile bitiyordu
kıytırık ışık bozmasında sevişen
düşlerim
düşerken aynanın ters açısına
ruhsuz bir bakış tenden geçerdi
oysa
solusam kendimi aynada
buharlaşacak o sokak da
her öpüş dudaklardan başladı
tadını almış bir kere
tuz ile bandırdığı ölümler
şimdi acıya ne kadarda tatlı
ahh
bir bilsen
ne tenimden silindi koku/n
ne de dilimde bitti adın
sindiğin
ve sığındığın bu sokakta
sensiz her koku
inancıma korku
iki yerden bükülür insan
kalp
ve sözler
ikisinden geçen yalnızlık
ayıp söylenceler ile başlar
olası bir sevi
çıkınca yola
sesini yıkar gece
başka bir dünyanın mümkünleri ile kardeş
gece de ölümlerim
genel nefret sendromu yaslanmış gözlerime
geç git sen
uğrama bana
yıkadıkça hiçliğimi
kalbinin rengiyle
yalnızlığım ilahtır dramında
ki
ne köpekler görmüştür en kralından
hiç işi olmaz soytarısıyla…