14
Yorum
32
Beğeni
5,0
Puan
1351
Okunma
sonuydu tüm başlamak’ların
uzaktaydılar
ya da çok uzakta sanmıştık
.
dünyanın çivisini iştahla söküp gelen
bütün gemiler
o uzak seferden bir gece yarısı
mağrur bir kibirle döndüler!
güvertesinde kendinden emin pençeli adamlar
kanlı gözleriyle şehvet sunarken
şımarık martılar
meyyal şuh kadınlar
emir erleri
esfel-i safilin secdeye varınca
kapkara bulanık kirli bu kent
sokaklarda bayılgan ruh
kırmızının en cazgır en vahşi hâli
mızrak gibi geçiyorum aralarından
ölü etine değiyor tenim
cinnet saatleri kesip yolumu
dar ara sokaklar
tuzak bir oyunun kaçıncı perdesinde sesimiz buz
daha anlaşılır şeyler söylesek bir kez
mesela diyorum
gagasını rüzgarla bileyleyen kuşun bakışını konuşsak
vahşetin dip odalarında ürkek kalp atışlarını
kör serçelerin korkusunu bilsek mesela
neden diye sordum
önce kendime sorup, ta ciğerine baktım dünyanın
rengine baktım kirli oyunların kirli sahiplerinin
bir izmariti ezişini izledim ayak ucuyla kibarca
topuğundaki kan izini gördüm sonra
bileyli tamahın iç sesini
akıtırken zehrini
inanmıyorum artık hiçbir şeye
içimde kor ateş
içimde son örs
son çekiç darbesi
içimde çeliğe verilmiş iki yemin
içimden geçen bu tufan
her kapıdan öyle cüretkar
şimşek gibi geçiyor
kışkırtan bir sesle bir ayaklanma
ince bir çığlık
geceyi uyandıran ses
bir büyük günahtır artık yaşamak
bir büyük günahtır artık yaşamak
bir büyük günahtır artık yaşamak
bu rezonans beynimin kör odaları çınlamalar
bütün bozuk saatler yanlış zamanı imliyor
İnsan eli değmiş ne varsa çürümüş
kesilmiş yollar
gecenin sonunda vaktin kutsandığında
durdum, kalbime
kalbimin Rabbine sığındım
bir mahreç ile yolum kesişti
sonra soğuk suların koynunda çırpınan
ayın aynasında
insan oldum
ben oradaydım!
5.0
100% (12)