8
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
879
Okunma
Emperyalizmin koynunda sabahlayanlar
Dar metropollerde geviş getirip
Namustan bahsederken
Susamazdım kenara çekilip
Elimi kaldırdım intiharın göklerine
Vurdumduymaz gençliğim
Kanını içerken ihanetin
Ben soylu gülüşümü bıraktım
Bir şehidin yetim kızının bakışlarına
Yoksulluk diz boyu uzanırken bedenimde
İçimde kan tüküren geceyi vurdum alnından
Sınırlarım çizilirken Interpol masalarda
Bana susmayı tavsiye eden kalleşlere inat
Sürdüm asil kanımı silahıma
Dağlarda yangındır isyanım benim
Hal böyle iken
Fahişe iştahıyla saldırmak
Hangi cüce beyinli fikrin cesaretidir.
Kudurmuşsa ihanet
Alın size cevap;
Bin yıldan daha buradayım
Bana sökmez fakirlik edebiyatı
Ve timsah gözyaşı
Hilal midir size sivri gelen
Kurşundan ince bir sestir
Miğferi delen bir çığlık
Kuşağımda bağlı kalan mürekkep
Gövdemde sakladığım kıvılcım
Zulmün şövalyesi olamam
Gül çizgisi değilim asırlar geçse de solamam
Bana vurgundur deniz
Bana sürgündür coğrafya
İçimde palazlanan bir ihtilalin
Mavi rengi anlatırken suskun göğümü
Uçur yüreğimdeki kuşları
Kanatlanırken umutlarım
Bana söyle söyleyemediğin türküleri
Çıkardım baltaları gömdüğüm yerden
Son haçlı seferinin salyalı köpekleri
Hazırım safınızı belirleyin
Gittiğim yerden geri geliyorum
Battığım yerden geri doğuyorum
Ey güneş istersen doğma
Ben doğdum bir kere
Ey ölüm istersen sesli gel sana kalmış ölmek.
Hüseyin Özbay