adımların izleri belirgin
beyazına üşünen çevresellik
biz sizi duyduk
uzun davaların boy paltoları
dişli geçirmezlikler kuşanılan ayaklara
o denli kaygan zemin olmasaydı
yükseğe gitmekler
buzdandır şimdi ahşap yolu
bağlayan ipler



şarküteri albenisi diziliminden soğuk
sütü ve eti kesilmiş söz gibi
sadece açlığın şarkısı ortama
algı sağlamasından kaçan
mimden sanatlar karın doyurmuyor malûm
dünden konuşurken içeri seslenen
kollar kapalı, uçurumlar açık
yürek cesedini sırtlan da geç
Köprüsüz yerden uzağın gettolarına
boyadık kendimizi usanmadan
sarışın bir rüzgarın savrumuna
dinlemek sıkan daralan göğüsleri
yarın iyi adamdın sen rüyalarımıza



göğü taşıyan sayısız fil ayağı
çok fil ayakta ölmüş belgeselinden izledik
zalim susuzluğun nehirsiz anneleri
seni düşünüyorum bazı
böyle çatlakfikir zamanlara
kahve tonu kuyu, bikaç gülümsemeli hatırlamak
akıyor sargının bezleri ,
boğazlarımızda