3
Yorum
17
Beğeni
0,0
Puan
623
Okunma
Tarihi bir oyun oynanıyor saatimize
Arabanın dingili kırıldı
Ve gülümsemen dizanteriden öldü
Sağlıklı yaşamlar adına
Gözünü topa dik ve ayaklarına çelik giy
Savaşın filleri biskremleri yedi
İsyanın sopamı severse bir düş veririm
Yatak odasında dua var
Biri uzaklara gittiğini söyledi inanmadım
Ayaklarım da uyuşmadı dön bak
Gün içi oturup çay içtik
Demli ve hararetli
Onunla çok içerdik biz çocukluğumuzdan beri
Çocuk dediğim işaret parmağı ,
Terleme telaşında berberi
Sarı daireler biraz her buketli yeşili
Bir yaratıcıya iman tazelerken
Kalabalık çokluktan sayılmıyor dendi
Uğultuları mezara yatırıp
Kavim seçmece oynardık sessizliğin göz hizası
Efesin günahlı sütunlarına baş dayayarak
Kalp pilleri sokağımıza taşınmamıştı daha
Koşularına metal dizlik takılmamıştı annelerin
Hayal kırıklığı kulvarlarında
Çay içerdik seninle, gece rengi
Sevişirdik sansürsüz yarına, çimenden yataklar
Utanır, ezelden af dilerdik sonra
Ş