Gardıroblar vadisiGördüklerinin yarısına inan Kılıç savaşına bıçakla gidilmezmiş Boydan kısaydı karşılaşmamız Saçların salındığı pencerelerden Uçurumlar kadar yüksek Yaşamak nefesine irkilerek dirilirmiş toprak Gelince yağmurla dudak dudağa Bir mumun alevine dokunamayıp Ateşinini içine saklamış dünya Karanlıktan kim korkmaz Düşerse göğünden inanç yıldızı Uçmak değirmenlerin emeği ise Kuşları da dinazor soyu Diyorlar ,yumurta gibi sözler yenip yutulmamalı Arnavut kaldırımda Nasıl da adam sesi verir iskarpin Ölümün kendi elindense iyi Leş kokan araflı cinayet En çoğu işaret parmaklar susar sorulara Loş koridorların keskin dişleri var Kanımı içemiyorsan Lanetini oku sevdiğim [kurgu deneme] Şimdi |