şimdi çok daha önceye gidelim çok daha öncelere hiç yaşanmamış şehirlerde ilk rüzgarın nefesimizden estiği gözlerimizden yağan ilk yağmura ve gecenin yıldızlarına denizde açan yakamozlara
yangın yeridir ki aşk hep koyu ve sıcak ya gecenin havasından nedendir bu kimsesiz üşümeler niçin titrer yıldızlar birbirlerine uzaktan bakarak dilara
benim yüreğimde aşka çıkar leylalar mecnuna döner gelir bir tek sen gelmezsin uğruna şiirler yakılır saatler boyu ayaklar altına alınır sureti bozuk caddeler aysız, yıldızsız vakitlerde hicranın öz adısın dilara
* beraber doğmuştuk ya hani şafak vakti soluksuz tırmanmıştık dağa doğru yıllanmış mahzenlerde serkeş serkeş dolaşmıştık güneyin sarı sıcağından atlayarak isabet almamış kaçak korkular bırakmıştık sevda tarlalarına
şimdi uzak anılarda avunan ilk yaz göçebelerince kanat çırpıyor turnalar külleri denizlere savrulan aşklardan mecrası kuruyan ırmaklardan vagon vagon hasret taşınıyor benden sana doğru dilara
dün akşam mutfağa gidip domates çorbası pişirdim buğulandı ve ağladı camlar gözyaşlarını kuruladım perdelerin ucuyla çoktandır öksüz olan odalara baktım sensizlikle baş başa kalmış duvarlara kaç kere ah...ettim sonra yokluğuna dilara
* gel yeleleri beyaz kısrakların üzerinde zaman kıvama ermeden yeni bir düş daha kuralım dilara bu sefer uzayıp gitmesin emellerimiz gibi düşlerimiz de sen bastığın yerde çiçekler büyüt ben seni koklayayım günler boyu
ne söylendiyse güzellik üstüne hep sana adandı ne biliniyorsa hep sana bestelendi ufku olmayan sahralara savrulan kumlarca ahu kokan ayrılıklar senin için yüklenildi yüzümde kufi çizgilerce belirdi kader yanık erguvanların pul pul dökülüşü senin içindi dilara
masamın ortasında., yapayalnız bir mum yürek sonsuz çizgiler arası sanki buz tutmuş kutup damlası ışığında titrer düşüncelerim ama ne kalem tutar elim ne söz söylemek için çözülür dilim
kendime dost edinmişim kara geceleri yalnız onlara dökülür içimin karanlık kışları yüreğimin karlarına gömsem kendimi bir kardelen olup yeniden doğarım belki ve birkaç ateşböceği sen ve ben dilara
* gittiğinden beri hayli zaman oldu oysa cinaslı adımlarla koşmuştum sana nice tevriyeli çılgınlıklar yaşanmıştı aramızda boş kalıplarda harcanmıştı sözler cümleler anlamlarını yitirmişti gözlerinde
senden sonra mavera renkli rüzgarlar esti akşamlara son yalnızlığa uğurlandı udi nağmeleri süveydadan akseden izdüşümlerince hüzünler çekildi sineye geçtiğin yolların izleri çiğnendi bir bir mecrasında ilhamını yitirdi şair kaç kez kabri başında ağlaştı kaç gün kaç gece
senden sonra göklerde kayboldu yıldızlar üşüyen güftelerin ceste ceste titreyen sözleri sınır dışı edildi mektup mektup gül dallarının teşrininde saklambaç oynayan bülbüllerin diline nicedir lal düştü yüreklerde derin feryatlar yitirdi yollarını lal kadehlerde renkler küflendi dilara
* yollardayım…biliyorum bekliyorsun ray üstünde trenler ve asfaltta otobüsler sanki benden sana ses getirecekler dumanı tüten bir çorban yoksa bir sigara molası kadar eğer vaktin varsa belki benden önce gelir istemez misin dilara
iki satır mektup daha yazayım sana ağlama, işte bitiyor ayrılık acısı kalmaz sabaha ya da adına gurbet dedik lakin erken teslim ettik ellere kader çizgilerimizi böyle olsun istemedik
geliyorum sana ıssızlığın içinden bir şimşek çakıp karanlık yırtılmazsa birden ve patlamazsa gecenin çığlıkları sönmezse gecenin ışıkları bu ay sonunda geliyorum sana dilara
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
iki satır mektup yazdım sana şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
iki satır mektup yazdım sana şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Her vakit mektuplardan önce yola çıkar duygularımız. Hersey yazıldığı anda yoğrulup mayalanirken yüreğimizde nice pulsuz mektuplar gönderdik uzaklara. Ayrılık hep acı bir beste oldu dilimizde...